Her taraf karanlıktı. Hiç birşey göremiyordu. Derin derin nefes alıyor, soluk alışları giderek hızlanıyordu. Sadece onun soluk sesi vardı etrafta. Bir tek tıkırtı bile yoktu ve kalp atışlarının hızlandığını hissediyor, aynı zamanda da sesini de duyabiliyordu. Birden bir ışık parladı. Sanki birisi flaşör çakmıştı. Bulunduğu yere ait birkaç şey görebilmişti etrafında. Fakat tanımlayamamıştı. Sanki o an dünyada değildi ve başka bir yere götürülmüştü. Aniden bir hırıltı duydu. Duyduğu ses hayvan hırıltısına benziyor ve giderek ona yaklaşıyordu. Korkuyor fakat ne yapacağını bilmiyordu. Etrafunda hiç bir şey göremiyor, ne tarafa adım atacağını bile sezinleyemiyordu. Yerde sürünen birşeyin sesini duyabiliyor aynı zamanda ise kendisine hiriıdayarak yaklaşan başka birleyin olduğunu hissediyordu. Korkusu giderek artıyordu. Sanki nefes alamıyor birisi boynunu sıkıyordu. Bir ışık parlamasıyla gözleri kamaştı ve aniden yerinden sıçradı. Tam o sırada kulakları sağır edebilecek bir ses duydu. Rüya ile gerçek arasında gidip geliyor tam olarak uyanamıyordu. Sanki onu kollarından ve bacaklarından birşeyler çekişitiriyordu. Zor da olsa gözlerini açtı. Camdan dışarıdaki fırtınayı görebiliyordu. Çok fazla yağmur yağıyordu. O anda bir şimşek daha çaktı. Şimşek çaktığı sırada camın önünde bir gölge gördü Ne olduğunu kestiremediği o gölgeyi tekrar tekrar görüyordu. Her şimşek çakışında oradaydı. Sanki onu izleyen biri vardı camın diğer tarafında fakat camın önünde duracak veya ayak basacak bir yer de yoktu. Nasıl olabilirdi de oradan onu seyreden birisi olabilirdi. Işıkları yakmak için hemen yerinden fırladı. Bir çift gözün onu seyrettiğini hissediyordu. Işığın düğmesine bastı ..... Bir anda ışık düğmesinden kıvılcımlar çıktı ve tüm sigortalar attı. Evdeki hiç birşey çalışmıyordu ve hala gözleniyordu. Bunu farkedebiliyordu. Tüm cesaretini toplayıp cama doğru yürümeye karar verdi. Yavaş yavaş pencereye yaklaşıyordu. Ağlamak istiyordu fakat başka bir seçeneği yoktu. Pencere yaklaştıkça oradaki şekli daha net görebiliyordu, ve tabiki de onu gözetleyen gözleri de hala hissediyordu.
Pencerenin kenarına gelmişti. Sanki kapşonlu bir cüppe giymiş birisi duruyordu karşısında fakat yüzünü göremiyordu. Başı öne eğikti. İçindeki hislere artık anlam veremiyordu. Korkunun ötesinde bir duyguydu bu. Aynı zamanda da içini tuhaf bir mutluluk kaplıyordu. Sanki içinde başka biri daha vardı ve her iki ruhu da farklı hissediyordu.
O anda karşısında duran cüppeli kişi yavaş yavaş başını kaldırdı. Genç kızın gördüğü tek şey göz yerine bir çift beyaz ışıktı. Bir anda kendisine doğru yaklaştığını gördü. Çok hızlı bir şeklilde hareket ediyordu karşısındaki ne olduğunu bilmediği yaratık ona doğru yaklaşırken ......Fakat bu da neyin nesiydi?
Kendisine doğru yaklaşan şey partide tanıştığı adamdı. Fakat gözlerindeki beyaz parlaklığa anlam veremiyordu. Korkudan hiçbir yere kıpırdayamıyordu. Sanki elleri kolları ve bacakları bağlanmıştı..
Artık tamamen karışı karşıyaydılar....
İki Ruh devamı 2
devam edecek