İKİ KÖY ARASINDAKİ NEHİR
Onu buralarda bir yerde yaşamın kıyılarında bulmaya çalıştım.Onu bulduğum her kıyıda,ne zaman
fosilleşeceksin diye sorduğumda bana cevap olarak ben zaten fosilim derdi.Biliyormusun ben hiç mer-
can balığı görmedim.Sonbaharda verdiğim her yaprağı telafi edemez oldum çünkü ilkbaharda filiz vere
medim...
Yıllar yılı bu iki köy bağlanamadı. Senelerden bir sene artık isyan başlamıştı. Nehirde ne kadar çok
pislik birikmiş meğer...Bu pislik ki gün geçtikçe nehir'in dolmaya başlamasıyla temizleniyordu...Her yağ
mur yağdığında nehir yükseliyordu.Ama olsun bazen bir gülüş bir dokunuş beni tüm nehri dolduracak
kadar güçlü kılardı...
Niye böyle oluyor ki..Artık bende arkamda kalplerin başkalaşım göstermesini istemiyorum.Her baş
kalaşım benim nehire bir taş atmamı sağlıyordu.Galiba taş atmaktan yorulmuştum.Aslında yorulmamalı
yım ya da yorulmamayı öğrenmeliyim.Çünkü her taş diğerinden daha da ağır olmaya başladı...
Şarkılar yetersiz oluyor...Kendi kendimi tutamıyorum bu çıkmaz sokaklarda bu çıkmaz sokaklar ki
o köprüsüz nehirlerden daha da illet...Siz hiç kalbalık içinde yalnız kalıp haykırmak istediniz mi?Her hay
kırış anlayın bir fosil oluş ya da başkalaşım...Nehir yavaş yavaş olsa da doluyor ama o doldukça dökü
len,azalan çağlayanların kurumasından korkmak ya da korkmamayı öğrenmek.....
Bu iki köy arasındaki nehir niye hep ağlıyor tarihe tanıkılık ettiği için mi ?Keşke tanışmasaydım bu
nehirle benim yüzünden başkalaşıma uğradı.Artık köprü yapmama fırsat kalmamıştı.Nehir tüm endamıy
la ayna'ya baktığında karşımda kırılması zor bir kaya gibi duruyordu.Bu nehir ki kendisini kullanmak is
teyenlere bataklık gibi kendisine yardım etme çabasında olanlara bir köprü gibi olacaktı.
Şimdilik isyan bitmişti;sessiz,ıssız ve yalnız sularda..
İki Köy Arasındaki Nehir
Bu nehir ki kendisini kullanmak isteyenlere bataklık gibi kendisine yardım etme çabasında olanlara bir köprü gibi olacaktı.