Yağmur..
Toprak,su ve ateşin buhar olup
Yeryüzüne rahmet kanatlı
Düşen aşk kimyası..
Arıtır yerküreyi tüm kirlerinden..
Canlara can katar,
Ve Gök ile olan Aşkını yaşar
Mevsimlik kıyafetler içinde..
Bazen bu aşk fırtınalar,
Seller gibi çağlar
Bazen bir sükut gibi okşar
Geçer toprağın tenini..
Yer ile Gök arasındaki
diyalektik sevginin ayrılmaz bağı..
Peki Sen;
O kurak ve susuz gönlüne
Yağmurlar yağdırıyor musun?
Hırs,arzu,kıskançlık ile
Kirlenmiş İç dünyanın
Yağmur özlemini duyuyor musun?
Kimbilir ne gülistanlar,
Ne bostanlar
Ne ormanlar kuruttun..
Tabiattaki Gül için üzüldün
Belki gözyaşı döktün..
Kanadı kırık kuş için
Feryat ettin,yürek sızlattın..
Dışarıda aradın çiçekleri
Evinin,odanın köşelerine
Koydun zambakları,orkideleri..
Kaç zambak,kaç orkide
Öldü..
Kaç bülbül gülistanında
Can verdi de duymadın..
Susuz bıraktın..
Yüreğin kanadı kırık kuş gibi
Çırpındı durdu..
Su istedi,yağmur istedi..
Sen kızgın tebessümlerle
Kahkahalarla ateş gönderdin..
Yağmurda gizliydi özlem,
Sevgi,merhamet,sadakat..
Gözyaşlarıyla yağar iç yağmurlar..
Nasıl bir ağaç,bir çiçek
Dallarını ve yapraklarını göğe çevirerek
Beklerler o özlemlerini..
Ya Sen?
Sen hiç ellerini ve gözlerini Yüreğinle
Çevirdin mi Sevgiliye?..
Yataklarından akıp gelerek
Menzile ulaşan yağmur suları..
Engel tanıyorlar mı?
Yüreğinde şimşekler çaktı mı
Gözlerin yoğun bulut sisleriyle kaplandı mı
Ve gönül yağmurların aktı mı yanaklarından
Arındı mı İç kirlerinden-günahlarından?..
Yağmurlar yağdır artık
Sula artık susuz kalmış
Gülistanını..
Can bul
Kaldır ellerini
Çevir yüreğini ve bulutlansın gözlerin
Güneşe bakarak..
Ve İlk Damlan
İlk şahidin olsun yüreğine..
Hasret..
Öyle derin ki,
En uzaklarda ama en yakın..
En sessiz ama en feryat eden..
En görünen ama en içte..
Sadece Gel de gizli..
Üç harf..
Ama anlatamıyorum..
İçimde sayfalar dolusu kelimeler
Kitaplar dolusu cümleler..
Dökemiyorum..
Ve her şey Sen de gizli..
Yağmurlarla yaşa gönül mevsimlerini..