Bağrımda hüznün dalgalanıyor, ruhumda, nefesimde, canımda bir ürperti, bir heyecan, bir kıpırtı. Uzaklardan duyulan sesler, içimde yankılanırken, maviler çağırıyor nefesimi, güftesini, ezgisini kendisi yazıyor, kendisi çalıyor yüreğimdeki düğümleri... Hiçbir düğüm böylesine çözümsüz örülmemişti gönlümün odalarındaki sayfalarca şiire rağmen, okunmadı semada sayfaların ürpertisi... Heyecanla başladı ve heyecanla devam etti yazımın gemisi seyrine... Düşlediğim her güzellikte, nehirlerden denizlere, denizlerden okyanuslara, okyanuslardan yıldızlara, yıldızlardan gözlerine ulaştı, hislerimin sonsuzluk çağrısı. Ne güzel çağırıyor deniz, ve güneş canımı yakıyor... Uzaklaşıyor bilmediğim hayallerin derin çağrısı, içten içe bağrımı derinden acıtıyor. Bilinmez bir huzur da var aynı zamanda, rüzgarın ıtırlı mucizesinde... Açık mavinin derinliklerinde, bir akşam üstü, yıldızları düşlemek ne zor! Bilmediğin bir şarkının nakaratından gökyüzüne doğru uzattığında ellerini, düğümlerin düğünü başlayacak, Aşk'ın varlığını işte o zaman sana Kainat haykıracak, istesen de istemesen de, sen Aşk olacaksın o zaman, inandıkça hakikat tohumları yeşerecek içinde. Hani Aşk o kadar uzaktı? Nerede geçmişteki sözlerin? Dünya nerede? Karanlıklar nerede? Acılar nerede? Sadece hüzünlerde. Biz kendimizi iyileştirdikçe, her şey daha güzel olacak. Aşk'a inanmanın hakikatıyla buluştuğunda, anlamların maneviyatı anlaşılacak. Mutlak hakikate ait bir inanç, Aşk'ın muhteviyatı ile hakikate ulaşır aslında. Varlığımdaki hüznün, içimdeki Aşk'ın derinliklerinde dalgalanıyor...
Mustafa Kemal İzgi
26/07/2012 Perşembe
Saat: 17:00 (Kum Mahallesi Sahili, Ada Cafe'de)