O gül gider iz kalır fincanın kenarında
Kahvenin telvesine kırk yılın acısı sır
Güle üftade yanar ayrılığın narında
Kırk hesaba vursan da etmez tümü bir asır
Hüznümüz kahve rengi mevsimse artık hazan
Yine de besliyoruz biz Leylaya hüsnü zan
Vefa bir semtin adı arama insanlarda
Hüzün mahreçli mevsim en ağır mihmanımız
Yâda efsane düşer kahve kokan anlarda
Divanları doldurur nigârla bir anımız
Hüznümüz kahve rengi mevsimse artık hazan
Yine de besliyoruz biz Leylaya hüsnü zan
Bakır cezve kaç mevsim yazar aynı öyküyü
Bir fincan kahve olsam şarkısı unutulmaz
Nefes alıp verdikçe dinleriz bu türküyü
Acı kahveye kırk yıl hatır galiba çok az
Hüznümüz kahve rengi mevsimse artık hazan
Yine de besliyoruz biz Leylaya hüsnü zan
Fincanın zarafeti bir Leyladan yadigâr
Fiske vursan kırk sene sürer nazın tınısı
Yemenden sonra yurttur kahveye bizim diyar
Hatır gülü kahveye hekimlerin tanısı
Hüznümüz kahve rengi mevsimse artık hazan
Yine de besliyoruz biz Leylaya hüsnü zan
Ankara, 01.02.2017 İbrahim Kilik