HÜZN-Ü LİSAN
elem, elem gökyüzünden yüreğime yağan sadece elem
elde kalan, beni susturup kendi dillenmeyen bir kalem
sana varmak arzusu, içimde bitmeyen büyük bir savaş
ne kandil ne mum ne gençlik, bitiyor hepsi ,eriyor yavaş yavaş
umut, kökündeki suya dokunamayan kuru bir ağaç
aşk, yüreğime kurulmuş beni yiyen yamyam bir aç
yar, ey yar biliyorum sen mesul değilsin bunların hepsinden
korkuyorum, sensizlikte büyüyüp duran nefsimden
ne iştahla gülerdi, ömrüme şu bahar ayları
gelde gör ruhumda el ele vermiş vay vayları
şimdi ben, kimsenin uğramadığı bir kervansarayda hancıyım
bırak seni, ey yar artık ben bu yerde kendime yabancıyım
ey yüreğimi tavaf edip duran adından büyük his
neden önümü kesip gökyüzünü göstermez bu kalın sis
nesli ademin silik gölgeleri ne çok şey biliyor
ben aşk dedikçe gelip yüreğimi deliyor
sen, gündoğumuna giden yürek avcısı, atlı meçhul
ben, günbatımında seni arıyorum gelde beni bul
dolu dizgin geçip gittin, kim bilir kaç mevsimden
sanaydı bütün feryadlar, duymadığın sesimden
ellerimde büyüyor sensizliğin elinden tutan nasır
paramparça oldu gölgemde, düşlerimi yatırdığım hasır
ey yar giderken gülüşünü rüzgara bırak
durda bir nefeslik, bendeki efkara bak
iz sürüyor yalnızlığım senin peşinden
yüreğimde kor kaldı yüzün, yakıp gittiğin ateşinden
dün diyen dünde kaldı, diyorum ben hep yarın
tutkunuyum uzakta olsa, sendeki o gizli baharın
hüzün, hüzün yerden fışkıran, gökten yağan hüzün
son nefes bile olsa, değilse seni seviyorum, ne önemi var o sözün
ALİ RIFAT ARKU
29/08/2012
İSTANBUL