ağdalı bir cinnet anında
ki bana emanetmiş zanlarım
mazeretlerin kancık oyununu
bile bile oynadım,
beni,dişleri arasında çiğneyen
kuşkuyla, soluksuz kalıp
bir mabetten bir mabede koşmak,
öfkeyi yumuşatan bir masumiyetle,
ana rahminden çıkar gibi
kaygan yapışkan
hezeyanlar bahşederken
gecelerde mum ışığı,
kaygılı bekleyiş olur zaman,
iniltilere boğarken
düşünceleri şaşkınlık
deliliğin süngüsüne
teslim ederken aklı
söküp alırım yinede
benim olanımı,
ehrimen gibi bakarken
hayatın yüzüne hayasızca
köpükten bir cesaretle
dudağımda granitleşen
kelimelerden kaçarım,
cinayete fetva vermeyince
içimdeki intikam
fani zevklerin bitişindeki
hüsran kalıntısıyla
içimden bir parça ölüm koparıp
hayatın yüzüne çaldım,
en insan ey isyan yanım…
EBRU OLUR.