Her Ölüm, Erken Ölümdür

Bugün 11 Ekim 2007, günlerden perşembe.Ramazan bayramının arefesindeyiz.Günlerdir şehit haberleriyle yer yerinden oynamıyor, binalar yıkılmıyor.Haber bültenleri şehitlerin cenaze törenlerinden verdikleri görüntülerin ardından belki hayatın gerçeği bu olduğu için ama benim bir türlü kabullenemediğim komik haberler de verebiliyorlar.İnsanlar işe gidiyorlar, yemek yiyorlar, espri yapıyorlar, gülüyorlar. Kısaca kalmadıkları yerden devam ediyorlar hayata.

yazı resim

Bugün 11 Ekim 2007, günlerden perşembe.Ramazan bayramının arefesindeyiz.Günlerdir şehit haberleriyle yer yerinden oynamıyor, binalar yıkılmıyor.Haber bültenleri şehitlerin cenaze törenlerinden verdikleri görüntülerin ardından belki hayatın gerçeği bu olduğu için ama benim bir türlü kabullenemediğim komik haberler de verebiliyorlar.İnsanlar işe gidiyorlar, yemek yiyorlar, espri yapıyorlar, gülüyorlar. Kısaca kalmadıkları yerden devam ediyorlar hayata.
Televizyondan, ölen canların anne babalarını, eşlerini, çocuklarını izledim.İçim kavruldu.Bir şehidimizin çocukları " Hani bayramda gelecektin baba?" diyorlardı.Onlar bundan sonraki hiç bir bayramda gelemeyecekler artık.
Kendimi onların yerine koyup empati kurmaya çalıştım, dayanamadım. "Katlanılır değil, babamın öldüğünü düşünmek." dedim kendi kendime.
Bu gün babamı aradım, "Seni ne kadar sevdiğimi hiç söylemiş miydim?" dedim. " Evet, söylemiştin ama yine söyle.Hiç bıkmam bunu duymuktan, ben de seni seviyorum." dedi.
Karşılıklı sevgi sözcükleriyle konuşurken babamla, annemi sordum."Pek iyi değil." dedi. Hasta olduğunu düşündüm."Nesi var?" dediğimde zorlanarak , babasının yani dedemin vefat ettiğini ve kadir gecesinde Hak'kın rahmetine kavuştuğunu söyledi.Donakaldım.
Dedem seksenli yaşlarındaydı, hastaydı; diyabet.Son zamanlarda kendi ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu.Yaşı ve rahatsızlığı dolayısıyla ölümü beklenmese de ihtimal riski çok fazlaydı. Ancak insan ne kadar yaşlı, ne kadar hasta olsa da her ölüm erken ölümdür.Her ölüm, erken ölüm...
Dedem uzun boylu adamdı, Allah rahmet eylesin.Köyün sıhhıyesiydi.Akşamları alet çantasını alır, iğne ( enjeksiyon) yapılması gereken ne kadar insan varsa hepsinin evini tek tek dolaşır ve evlerinde sağlıklarına kavuşmalarına yardım ederdi.İşi gereği her evin sırlarına bir şekilde ortak olurdu ama çok ketum adamdı, çook.Ser verir, ağzından sır vermezdi.Seveni de buna binaen çoktu.Bir de çocukları çok severdi.İğneye çıkarken ceplerine şeker, kuruyemiş vb. doldurur, gördüğü çocuklara verir, gönüllerini alırdı.Şimdi o çocukların ben yaşlarda olduğu düşünülürse orta yaştan da bayaa seveni var yani. Ce nazesi çok kalabalık olmuş dedemin.Kabri geniş, toprağı bol olsun inşallah.Ektikleririni biçiyorsun, dedeciğim.
Şunu düşünüyorum; ben dedemle pek çok anı biriktirecek kadar birlikte oldum.Güzel yıllar yaşadım.Ölümüne, özellikle de yanında olamayışıma daha çok üzüldüm.Gurbette olmanın en dayanılmaz yanı da bu.Uzaktaysanız hep bir şeylere geç kalıyorsunuz, erteliyorsunuz hayatı. Yaz tatillerine, dönüşe, bir sonraki yıla.Ama ölüm beklemiyor.Çünkü hayat ertelenmeyecek kadar kısa ve değerli.Sevdiklerimize hiç zaman geçirmeden sevgimizi söyleyecek kadar zamanımız ya var, ya yok.
Keşke herkes zamanında sevgilerini söyleyip, hayatlarını ertelemeyebilseler.
Dedeciğim seni seviyorum,melekler hep seninle olsun.
Sağlıcakla...NALAN.

Başa Dön