Hayatı Taşıyan Kaplumbağa

yazı resim

Evini sırtında taşıyan kaplumbağa gibiyim
Göçler kervanında ilerliyorum ağır ağır
Ardımdan ağlayarak su döken
Gözü yaşlı kadim dostları taşırken yüreğimde
Gıcırdayarak açılıyor tüm kapılar
Yoluma çıkan engeller kütürdüyor ayaklarımın altında
Kapana sıkışmış dünyanın içinden
Esaret zincirlerini koparıyor özgürlüğüm
Evini sırtında taşıyan kaplumbağa gibiyim

Laf olsun diye konuşacağım şimdi
Çocukluğu yaşanamadan erken terk edilmiş
Gözyaşlarını kumbarasında biriktirenler meclisinde
Hayatın lisanına cevap verecek gönüllüler aranırken
Yüreği bir türlü kirlenmeyen çocuklar
Görüp geçirmiş yaşam sancısının tek şahidi olmalı
İçimde serçelerin ekmek kavgasıyla
Yel değirmenlerinin çarkı gibi dönüyorken devran
Laf olsun diye konuşacağım şimdi

Her tebessümü azarla karşılarken somurtkan yüzler
Körkütük semaya uzanır yaralı eller
Tuzlu bir ümitsizlik, akar duayla kirpiklerden
Çıkıp meydanın ortasına, bir şaplakta senin için yerim
Sevdikleri uğruna kendini feda edenler süzerler halimi
Bütün çelmelere takılır kucağınıza düşerim
Oysa üvey anne edalarıyla kader çizgime
Hırsından gemici düğümü atar hayat
Her tebessümü azarla karşılarken somurtkan yüzler

Var olma sebebini neye borçluyuz
Bu kadar kirlenmişken vicdanlar
İyi niyetle temizleneceğine inansam
Aymaz ruhumla sokaklara süpürge ederdim saçlarımı
Barışmak için bayramı bekleyenler
İmrenir kanlı yüreğimdeki dikiş izlerine rastladıkça
Belki benimde doğum günüm kutlanır
Sorgulamazdık o zaman birbirimizin dünyalarına bakıp
Var olma sebebini neye borçluyuz

Gitmeliyiz barışın hüküm sürdüğü diyarlara
Yanımıza alacağımız üç şeyle birlikte
Issız bir ada kuytuluğundayken savaş biriktiren yüreklerimiz
Geniş coğrafyalar kadar özgürken düşlerimiz
Ahdine sadık bir edayla adımlamalıyız yeryüzünü
Yıpranmış gazete kâğıtlarına sarıp zamanı
Ümitsiz dilek gibi geri dönüşüme vermek için
Biriktirerek tüm umutları ihtiyacı olanlara savurmalıyız
Gitmeliyiz barışın hüküm sürdüğü diyarlara

// Sevgi Özlem Özcü //
gizLi özNe " ]

Başa Dön