Hayata Cehaletin Penceresinden Bakmayın

bizler, savaşmanın neden kırıp dökmekten ibaret olduğu fikrine kapılıyoruz?

yazı resimYZ

HAYATA CEHALETİN PENCERESİNDEN BAKMAYIN
Bizler, savaşmanın neden kırıp dökmekten ibaret olduğu fikrine kapılıyoruz?
Bazı konularda bilmediğimiz yahut bilmekten kaçtığımız o kadar çok şey
var ki; savaşmak da o bilmekten kaçtıklarımızdan bir tanesidir.
Bize savaşmak o kadar çok yanlış tanıtıldı ki; bizler, hep hayatı
öğretildiği şekilde yaşamak zorunda bırakıldık.
Birimiz de içerisinde bocaladığımız bu yanlışlar çukurundan kurtulmak
için bir tek adım atmadı ;çünkü yeni bir hayata başladığımız zaman sendeleyeceğiz inancızihinlerimizde yer aldı.
İnsanlar neye, nasıl inanmak istiyorsa kendilerini o fikre kaptırmaya
hazırlamaktan geri kalmıyorlar.
Savaşmanın sadece kırıp dökmekten ibaret olduğu inancı ile hareket
etmek, bunların başında gelmektedir.
Bu yanlış fikirleri insanların zihinlerine aşılayanların da insanlar
olduğu, bir an olsun akıllardan çıkarılmamalıdır.
Güçlü, zayıfı ezer tabusu; insanların bilincini esir alarak cehaletin
etrafımızda cirit atmasına sebep oldu.
Bu tabunun yıkılması için uğraş verenlerin yollarına ise her daim
dağlardan büyük kayalar yıkmaktan geri kalmadılar.
Bilinmelidir ki savaş, sadece can alıp vermekten ibaret değildir..
İnsanoğlu bir hastalığın pençesine düşer, o hastalığı atlatabilmek için
belli savaşlar verir.
Hayatında yoksulluk yüzünden kendisi için büyük önem taşıyan bir çok
güzellikten feragat etmek zorunda kalır.
Yani demem o ki; savaşmayı tek bir kalıba sığdırmak hiçbir şekilde
doğru değildir.
Bizler, yaşadığımız bu hayatı tek bir kalıba sokmanın doğruluğuna
kanaat getirdiğimiz takdirde bir arpa boyu yol alamayız.
İnsanların beyinlerinin yanlış fikirlerle yıkanmasına, el ele verip
engel olmamız icap etmektedir.
Bizim yok edilmesi için gösterdiğimiz bu çabanın da bir tür savaş
olduğu göz ardı edilmemelidir.
Bizler savaşıyoruz, bir zafer elde etmek istiyoruz; fakat verdiğimiz bu
savaş, insanlığı cehaletin elinden kurtarmak amacı gütmektedir.
Cehaletle beslenen nifak tohumlarının kurutulması için verdiğimiz
çabalarla üzerinde yaşamakta olduğumuz dünyayı farklı bir görünüme
kavuşturmak istiyoruz.
Bunu başarabilmek için de yapılması icap eden her ne varsa onu
yapmanın yolunda yürüyerek karanlıkları sonlandırma çağrısında
bulunuyoruz.
Yaşamları alt üst eden kırıp dökmeleri zafer kazanmak inancı ile
süslemek, insanlığın kendisine yapmış olduğu en büyük kötülüktür.
Kendimizi uğratmakta olduğumuz zarardan, ziyandan beslenen de yine
hayatımızdan söküp çıkarmak istediğimiz cehalettir.
Anlatmak istediğim cehaletin pençesinde hareket etmek, yanlış çizilen
bir rotada yön bulmak için uğraşmanın göstergesidir.
Hayatımıza bir yön vermek istiyorsak başta yapmamız gereken, yanlış
fikirlerden zihinlerimizi arındırmaktır.
Savaşmanın sadece bir tek şeyden ibaret olmadığı inancını taşımak,
kendimize yapacağımız en büyük iyiliklerden bir tanesi olacaktır.
Savaşımız, ilk önce beyinlerimize çakılmak istenen paslı bir çivi olan
cehalete karşı olmalıdır.
Beyinlerimizi esareti altında tutmasına izin vermemiz, hayatımızın bir
yangın yerine dönüşmesi için atılmakta olan ilk adım olacaktır.
Cehaletle olan mücadeleyi kazanabilmek için başta içimizdeki nefret
ateşini söndürmemiz gerekmektedir.
Onun yolu da peygamber efendimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi
vesellemin rehber olan şu güzel sözüne tutunmaktır:
Dünyayı isteyen, bilime sarılsın; ahireti isteyen, yine bilime sarılsın,
hem dünyayı hem de ahireti isteyen yine bilime sarılsın.
Bu güzel söz bize cehaletle olan savaşı kazanabilmemiz, zihinlerimize
paslı çivi misali çakılmasına engel olabilmemiz için elimize verilen
bir pusuladır.

Başa Dön