Haremin Gözdesi, Osmanlı'nın Gelini

İstanbul O'na hayran, O Sultan'a..

yazı resimYZ

Dışarıda fırtına mı kopuyor?
Rüzgar camları kılıçlarla kırıyor.
Yaklaşıyor atlılar,
Tatar akıncılar,
Evler talan, Rohatyn'dan çıkan,
Deniz bakışlı dilber ağlıyor.
Kalburun üstünde kalan,
Fehimi tez, idrakı kuvvetli,
Gözleri çakmak çakmak,
Ateşi seyreyleyeni yakıyor.
Ledelicap günola sırasını alacak,
Süleyman ehemmiyette, kıymet ile,
O kör hayatın gözlerini açıyor.
Gür maiyet, darüssaade emrinde,
Meçhul akibette, saray önünde,
El pençe divan duruyor.
Gülen yüzünde Roksalana,
Hünkar'ın Hürrem'i oluyor.
İstanbul O'na hayran,
O Sultan'a...
Lakin desise dört bir canibte,
Pay-i taht alev alev bir mangal,
Mahidevran köz kömür, yanıyor için için.
Oğul veliaht bilmez ufak,
Valide Sultan elinde maşa,
Türlü medarla talan karıyor,
Eşrafın hikmeti ne var ne yok,
Halef selefle cehdediyor.
Yüreğiyle kanıksıyor toprakları,
Artık ünvanı Hasekiyse,
Ol emrinde izleyin arzuları,
Eğleyin buyurukları.
İstanbul O'na hayran,
O Kanuni'ye...
Bir yanda güneş, bir yanda ay,
Adıyla güzel Mihrimah,
Zevcesi vezir-i azam kolunda.
Kanuni'ye evlat, devlete miras, er soyu,
Sultan Selim oturacak tahta.
Yüzbeş sene takibinde fethin,
Gözlerini yumarken Hünkar'ın göğsünde,
Süleymaniye eğilmiş gül çehresi önünde,
Yeri ayrı bilinir cariyeler tarihinde,
Kaldı ki bu vecizin en sadedinde,
İstanbul O'na hayran,
O Muhibbi'ye...

] ] ] ]

Başa Dön