İnsanın kaç türlü hali vardır? Bence sayısız. Nerden baktığınıza bağlı. Benim iki halimden bahsetmeliyim size. Birinci halim gülen halimdir. İkinci halim ise sinirli halim. Bu hallerim maddenin katı ve sıvı hali kadar birbirinden ayrı görünür ama aslına bakarsanız özünde aynı şeyimdir. Yani her iki halde de ben benimdir.
Ben ben olduğumdan gülerim bazı durumlarda. Doğam gereği hani… Gülecek şey olur da kaçırılır mı? Gül gülebildiğin kadar. Güldür aynı zamanda, öyle değil mi… Gülünecek şeylerime gülerim genellikle… Aramam sağda solda, kendim de yeterim gülmek için. Boş verin şimdi kendi kendine gülene ne denir falan deyip kasılmayı. Gülün siz de, bu hal iyi haldir. Deli derler ama desinler boş verin!
Yine ben olduğumdan sinirli olurum bazen de. Hal bu ya durup dururken de sinirli olunmaz. Durup dururken katı sıvıya dönüşmeyeceğine göre, beni ısıtırsan hal değiştirmemden normal ne olabilir değil mi? Öfke baldan tatlı derler. Derler ama aldanmayın sakın. Zehri de altın kâse de sunarlar. Sevmiyorum bu halimi. Kızarır bozarırım, terler bazen kısılır sesim. Lazım değil bu hal bana.
Sinirli hallerimi gülen hallerime dönüştürmeye karar verdim. Her kızdığım da gülecek içinde bir şey bulacağım. Önce bakacak sonra azcık kızacak ama ne yapacak yapacak güleceğim. Derler ki - ne başımıza geldiyse derlerden gelir- güler ağlanacak haline. Desinler. Ben gülen halime dönüşeceksem desinler, boşverin…
]