Güvercinler ve Tren Sesleri
Bir zamanlar yolcu olmasam da ,
birinin beklemesem de,
sadece seyretmeye giderdim garları, istasyonları.
İnsanların treni,
otobüsü beklemelerini
izlerdim şakınlıkla.
Kimi telaşla eşyalarını ordan oraya taşır,
kimi bir şeylerle açlığını gidermeye çalışır,
kimi de
heyecanlı gözlerle gelecek birinin özlemiyle bakınır...
Düşünürdüm nereye gider bu insanlar
ya da kimi bekler....
Yüzlerden okunurdu çoğu kez bu beklentiler.
Heyecanlı, mutluysa sevenlerine kavuşacak.
Acılı, yaşlı gözler birilerinden ayrılacak,
keder yağmurlarında ıslanacak...
Ardı, sonu olmayan bir telaş, bir koşu......
Bir arkadaşım demişti
"Yaşamda küçük ayrıntıları göremeyiz çoğu kez.
Bunları ayrımsadığımızda ne çok şey öğretirler bizlere...
Tren istasyonlarındaki güvercinlerin çoğunun
bir ayağının sakat olduğunu farkettin mi ? "
Neden dedim, neden sakat?
"Buralardakiler telaşla
görmezler konan güvercinleri
basarlar üzerlerine.
Zavallı yiyeceği bir lokma uğruna
bir ayağı sakat uçar, kaybolurca..."
Aklıma gelmeyen bir şeydi.......
Yaşamda kaç kez
ayırd etmeden kaç güvercini sakatlamıştım ?
Farketmemiştim,
utandım sanki kendimden o an...
Sıklıkla gittiğim,
gözlemlediğim yerdeki bu ayrıntı
neden dikkatimi çekmemişti ?
Yaşamda kimbilir kaç ayrıntıyı böyle göz ardı etmiştim?
O gün gelecektin ya hani....
Bekliyordum sabahın ilk aydınlığında istasyonda...
Gelenlerin içinde
durmaksızın tanış bir yüz arıyordum ...
Kaç tren geldi o gün saymadım
fakat sen gelmemiştin, yoktun.....
Mavilerden karaya döndüğünde her yer
Ben seni hala bekliyordum umutla...
Olduğun yerden seni getirecek trenler gelip , geçmişti sensiz .
Bekledim saatlerce karanlıklarda ışığını,
seni bana getirecek özel bir treni...
Sonrası nasıl gitti ayaklarım
nereye götürdü bilmiyorum ....
Bu yerlerde bekleyenlerin de
beklenene her zaman kavuşmadığını
o gün sen öğrettin bana...
Gidemiyorun artık istasyonlara ,
bıraktığım sakat güvercinleri görmekten,
gelen trenlerde
umutlarını yitiren insanları bulmaktan korkuyorum...
Fakat,
uzaklarda güvercinleri görünce ,
tren seslerini duyunca,
ışığımı beklediğim,
mavilerin karardığı,
nedensiz ayrılığın olan o günü
hala yaşıyorum
buruk bir tebessümle dudaklarımda....
Nesrin Göçmen
08/02/2003