Eski şiirlerimizde kuşluk vakti vardı
Horozlar öterdi vakitli vakitsiz
Sabah ezanıyla başlardı günler
Gusul abdesti buzlu suyla bile alınırdı
Kargalar öterdi durmadan tepemizde
Kız arkadaşımız olmazdı
Kız peşine giderdik...
İlk çıplak kadını
Kleapotra filminde gördüm
Liz Taylor ile nedense yıllar sonra tanışabildik...
İsmet İnönü’nün elini öptüm
Turgut Özal ile sohbetim oldu
Amerika başkanlarıyla şakalaştım
Aşık Veysel bize saz çaldı
Nene Hatun’u evinde ziyaret ettik
Ruhi Su ile birlikte sahne aldık
Kuzgun Acar ile dağları dolaştık
Ergin Kolbek akademi çatısından atmazdı kendisini
İstanbul’da olsaydık
İlk Kanlı Pazarın canlı tanığı oldum
Polis bıçağı sokarken bir gencin karnına
Çektiğimiz filmin karesine takıldı
Sonra Demirel filmi yasakladı...
Dündar Kılıç ile oturduk
Marlo kemal ile bitirimler dünyasını konuştuk
Fazıl Hüsnü Dağlarca dağ gibiyken
Nihat, Ataol, Edip Cansever ve ben
Bulgar votkası içip edebiyat konuştuk
Stud Terkel ile tanıştırdığımda arkadaşlarımı
‘biz bu yazarı üniversitede okuduk’dediler
Tennesse Williams’ın yeğeni ile arkadaş oldum
Arnold Schwartzenegger sordu Türkiye’yi anlattım
Brooke Shields ile bir gecede sarhoş olduk
Sophia Loren bana zeki Müren’i sordu
Sonra Roger Moore ile karşılaştım
James Bond imajım silindi
Muhammed Ali’nin evinde yemek yedim
Türkiye’deki otel projesini konuştuk
Kararlıydı ancak parkinson gelmeseydi
Ve bir gün Kadıköy’de, sular idaresinin orada
Bilmem hangi marka arabanın içinden bir genç
Kafasını uzatarak bağırdı;
‘Dayı bu yol yayalar için değil’
İyi ama kaldırım diye bir şey yoktu ki...
Şimdilerde her şey bir çılgın
Nerede 68 kuşağı nerede yıl 2000
Nerede yaşadıklarımız, nerede bıraktıklarımız...
Bakıyorum da, artık o sıcak balıkçı lokantaları yok
Köprü altında balık ekmek bile kalmamış
İnsanlar artık aceleci
Beyazıt’ta oturup çay içmek bile anı olmuş
Görürsek birbirimizi eski arkadaşlar ile
Yine konuşuyor, yine çocuklaşıyoruz
Dönülmüyor ki gidene...
Ulaşılmıyor ki yitirilenlere...
Bir bakıyorsun akşam olmuş
Bir bakıyorsun 5 yıl birden geçmiş
Oturup düşünüyorsun
Ne garip dünya
İnsanlar yaşlanıyor
Günler yine cıvıl cıvıl
Birileri beklemelerde takılırken
Birileri hiç ölmeyecekmiş gibi
Oysa çocuklar aç olmamalı
Çocuklar hep gülmeli
Verecen olmalıyız, sevecen
Neyse ki, 25 yıl daha yaşamayı planlıyorum
On beş yıl sonra bu şiiri yenilemeyi
20 yıl sonra kalırsa, bir kahvede tavla oynamayı
Yaşayan arkadaşlarımın listesini tutmayı
İşte ne bileyim planlıyorum...