yokluğun başakları filizlenirken
bütünlüğü yokolma sürecinde bitkin tarlalarımda
ayrılık hecelere bölünmüş hepsi ayrı bir yük
hepsi yavaşça gelirken üzerimize
hüzün güneşleri bronzlaştırırken tenimizi
ben sersefil ben müptela sana
gül yüzlü
sevdanın gıpticesini yaşarken
en yüreksizce ölümü seçmesi
baharlarımızın birbiri ardınca
yakılan kağıttan ateşlerimizde
saklı bir kent oluşması
bilmediğimiz derinliklerimizde
saklı kentlerimizin bile içinde
ben sersefil ben müptela sana
gül yüzlü
bu kırıklık mahveder beni
hiçbişeye bağımlı değil
bağımsızlığım
sana olan kadar
hiçbirşeye değişmem
değil duygularımı
küçücük kelimelerimi bile
senin için değişim
senin için
gül yüzlü
delice