Lakin
hesapsız ne vardır
Her lahza
içimizi aydınlatan,
ülfet sunan sünnetullahtır
Muvazene
nitelik farkıdır,
aktif akıl vicdanı kal ettiren,
sürur bahşesen haktır
İradi olmak
bunun için ihtiyaçtır,
mizan ne suhuletli kapıdır,
hak adına hakikat-i Rahmandır
İman
sevgiyle hürdür
Bin hüzün
içinde nefeselenmek ve
yeise düşmek kul için kerihtir
Umut
ne münbit bir rahmettir,
sıtkı celildir, sadakat-i kebirdir,
ihsanı aşikar eden nezihtir
Ne kadar
hakkı ansan, yeksan
olmak için yakarsan, aşkına
ram olup, sevdasına kansan ikram-ı nasiptir
Güle
nazar et,sukutuna kan
Bülbül misali etme figan,
sabrı ve edebi kalbinde besle ey can
Ruhunun
sessiz senasına uzak kalma,
umman nasıl bir hıçkırık feyzinde,
korkuya kapılma an
Her nasibin
bir hikayasi vardır,
emeğe hasredilmiş niyettir,
bela ahdiyle muvazene içinde ki bahardır
Ey saki neden
bizarsın ve yanarsın
Terkedilmiş hanları hala mazi
vecdiyle mi yaşarsın, yadın için ağlarsın
Ne vakit
hesabından arileştiğini
sandığın hesabın için korkarsın,
akl-ı selimliği ne yaparsın
Hala
ecel haşyetiylemi uyanırsın,
kırgın düşleri derleyip
kim gelirse hıçkırıklar içinde anlatırsın
Vakit
geç mi oldu, gün ağardı
Hazan etrafını sarmış, zemheri
yakınlaşmış, ürpermek söyle kime kaldı
Kahkaka
atmaktan yıkılan bedenler
yitik duvarları eşiklerinde
kimliksiz izler bıraktı, edep budandı
Ne kadar yansam,
sukun kalmak için çırpınsam,
titreten zamana ibret için
korkarak baksam hal dağlandı
Anlatamam
meramımı, dinmeyen sancımı
İçimi burkan sızıları, hüzün
bahşeden anıları, hicrani ağıtlarımı
Akıl susacak,
izan duracak, vicdan
lal olacak, irade çaresiz kalıp
hesabıyla kitabını bulacak
Ruhum
ne kadar bizar olsa,
hicran damlalarını hasretmekten
arlanmasa, göçmeler anbean kapıyı çalacak
Mustafa CİLASUN