Eskişehir garında bir Perşembe sabahı
Rüzgar dağıtacak saçlarımı ve
Soracağım adresi bilen
Hoş geldin diyen beni kucaklayan yok
Yediye beş kala sım sıcak bir günaydın
Parmaklarım uyuşmuş soğuktan
Buz tutmuş bıyıklarım
Açık kalmış bavulum
Yollara dökülüyor şiirlerim şarkılarım
Bir yudum sıcak çay bir öpücük ve
Değeri ölçülmez hiçbir şeyle o merhabanın
Eskişehir garında bir Perşembe sabahı.
İstasyon caddesinde yürüyorum yapayalnız
Ağaçların sararan yaprakları üşüyor
Ben üşüyorum
Yağmur yağsa diyorum kirpiklerim ıslansa
Vitrinlerden kaldırımlara dökülüyor ışıklar
Kol kola-omuz omuza-konuşa konuşa yürüyor
İşe giden-işten dönen
Genç kızlar ve delikanlılar
Uzak akşamları yaşanmamış anları ve seni
Düşünüyorum
İstasyon caddesinde yürüyorum yapayalnız.
Köprü başında biraz dinlensem diyorum
körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin
şarkısı
nereden geldi aklıma bilmiyorum
gökyüzünde bulut bulut bir hüzün
avuçlarımın arkasında sanki
dudakların ve kahve rengi gözlerin ve yüzün
maraton koşmuş gibiyim
yorgunum
köprübaşında durup biraz dinlensem diyorum.