GÖÇMEN KUŞLAR
Dizilip yol boyunca baş başa vermiş gölgeler,
Ne hallerini soran var ne bir yerden bir haber.
Sanki sazsız orkestradır;biri çalar beşi söyler
Dillerindeki tek şey;hayal olan eski günler.
Yıllar su gibi akar,düşünmezler niçin böyle.
Şükrederler yürekten bir gün daha geçti diye.
Akılları ahrettedir,fikirleri dünyada
Gerçek hayal karışık yaşıyorlar bir rüyada.
Yıllar önce terk etti bu dünyayı eşleri;
Hayır dua göndermektir,en birinci işleri.
Kimileri torunum der,kimi dertli damattan;
Kimi elde kazak örer kimi bezgin hayattan.
Ne televizyon ne makyaj;içlerinde mısralar…
Bir çok mani bilirler,başlarında kınalar.
Pürçükleşen yüzleri madalya olmuş onlara;
Ölüm korkunç bir son değil,ibrettir anlayana.
Şu romatizma olmasa kalmayacak hiçbir dert;
Onunla doğmadılar,onlarla gidecek meret.
Şimdikiler yaşamaz,onların yaşadığından
Kimse bahsetmeyecek altın masal çağından.
Yitirince anlarız hep her şeyin kıymetini,
Nineler öğretmedi mi dilini,milletini?
Herkes misafir dünyada,göçüyor lakin tarih,
Onlara torun olmak bizler için büyük talih.
İsminiz yaşasın diye kazıyayım taşları
Dünyadaki en mübarek güzel göçmen kuşları
Ulu çınarlar gibi yetmişi aşkın yaşları,
Ninem ve biricik saz heyeti arkadaşları …
Ünver PAZARLI