nasıl sığdırılır bu şiire gidişin
öyle sade ve öyle imgesiz ki
sadece
gidiyorsun
günlerce aradım
içimde bıraktığın o koca yalnızlığın
karşılığına düşen mısrayı
bir bakışların geliyordu aklıma
bir de hayatımın nasıl akıp gittiği
hiçbir dile çevrilmiyor bu
hiçbir mevsimde bulunmuyor rengi
yok çünkü bu topraklarda
aşkın acıdan başka karşılığı
neyin parçalarıdır bu tamamlayamadığımız
hayatlarımızdan süzüp getirdiklerimizin
terazisidir bu dengesini hiç kuramadığımız
her şeye alıştığımız gibi alıştık gidişlere de
yarım kalsa da anlatacaklarımız
giderken neler götürdüğünü biliyor muydun
yoksa herhangi bir gidiş mi sanıyordun
bilmiyorum
avuçlarına bakmadım sen giderken
bir rüyalarımı anlatmadım sana
bir de dağ rüzgarında yitirdiklerimi
istediğin yere gidebilirsin şimdi
ama yine de
gitmeseydin
uçurum boşluğu olmazdı bakışlar