Dur hele dinle beni biraz. Gitme.
Bir evimiz olsun diyorum iki kişilik
Soframızda ekmek iki kişilik su
Su dedim de çağırdım
Sulu sepken yağmurları
Yağmurlar penceremizden içeri uzatınca başını
Eşkıya baskını bir aydınlık
Işısın birden bire.
Dur hele dinle beni biraz. Gitme.
Yeniden bize uygun
Bir düzen kuralım iki kişilik
Kahkahaya dönüşsün
Yıkık evler sokağının
Aşınık taşlarındaki sessizlik
Ve ağlamayalım hiç
Ağlamasın kimseler de.
Dur hele dinle beni biraz. Gitme
Bir yanı pembe boyalı mavi bir gökyüzü
Kapı önlerindeki karanfil saksıları gibi
Ve martı kuşlar şarkısı
Ve ayak sesleri /kapı zili/
Gülücüklerin senin. Öpüşmelerimiz.
Ve iki kişilik acı kahve
Günlük gazetelerden önce
Ellerimizle çözeceğimiz
Boyun bağım /saç bağın senin/
Dur hele dinle beni biraz. Gitme.
Bana karşı direnişini ve hayır deyişini
Kapı ardındaki askılara assan diyorum
Bir bardak su diyorum
Elle tutulur kadar soğuk
Gel biz mutluluk koyalım
Bu iki kişilik düzenimizin adını.
Toprağa ekili çekirdekte
Nasıl bir kıpırdanma başlarsa
Anlamalısın ne demek istediğimi
Ki tanrı tanığımdır seviyorum seni
İki kişiye yetecek kadar yağmur
Sonra birdenbire penceremizden içeri
Çağrılmadık konuk gibi girerse
Gözlerini yumma bana bakarken öyle
Gözlerin kara dut senin.
Dur hele dinle beni biraz. Gitme.
Daha başka şeyler diyeceğim utanıyorum
Sen benim iç güdümsün desem ne olur sanki
Sanki tüm şarkıları susturmuşlar
Bir martı kuşları şarkısı var söylenen.
Dur hele dinle beni biraz. Gitme.
Bir evimiz olsun diyorum iki kişilik
Soframızda ekmek iki kişilik su
Sonra senin mutlu oluşun
-ortak mutluluğumuz
sonra
sonrası iyilik