Bir gökyüzü ıssızlığı
Ve güz sessizliği içimi bürüyen
Ruhumun mevsimleri hep aynı mevsim
- her renk aynı resmin boyası…
Çığlıklara hükümlü yalnızlığın elinde
Çimlenmeyi bekleyen bir tohum gibi
- söndürülmez yangınlardan mayası…
Umularla çürüyen
Bir solgun parıltı gözlerimde gözlerin
Yoksunlukların ezgisi dilinde
Kozasına mahkum kelebeğim
Bil sevdiceğim!..
Bir gökyüzü çılgınlığı
Canımı sonsuzluk sahrasına sürüyen
Hep kursağımda kalmaya mahkum hevesim
Kılavuzsuz mahrumluklar çölünde
Sanmam olsun mahzun, ruhum gibi
Bir âciz, acılar üzerine yürüyen
Bir silik isim gözlerimde hayalin
Ilgisizlik kuraklığı külünde
Boyunun büken çiçeğim
Gel sevdiceğim!..
Bil bilinmezliğimi
Ve gel gelinmezliğinden!
Direncimi deli dertler iğfal eder…
Bu vebâl çekilmez
Ve taşınmaz bir mâsum mahkumun yükü!..
Gel sevdiceğim!..
Gel artık!..gel yeter!..
İstilâdan kurtar
Ebediyen sana ait mülkü! ]