Geçiken’e
ayın geç bir vaktiydi
geç kalınmış zamanların
insanları gelip geçmişti
sakladıkları küçük elleri
yitik zamanların kıyısına
kırılan aynaların seslerini getirmişti
sen geldiğinde
geçti
dudağımın kenarına iliştirilmiş
bir çift söz
yüksel promilli düşlerimde
sabaha yana yana dönen gece yarılarına
cinayetler doğurmuştu
ay şahit yazılmıştı
temmuz pişmandı
suyun şavkına bırakmıştı kızaran suretimi
görülmüştü ömrüm tek celsede
geçti
Düştüm!
otuz bir yaşımın müstehcenliğinde
çıplak tenine dokunurken
görülmüştüm!
okunmuştum tüm tümcelerimle
mısralara aykırı ,haylaz
düşüp dizlerini kanatan çocuklar gibi
Düştü!
küçük koğuşumdaki o uçsuz bucaksız gök
o özgürlük ,o sanrı,o aldatmaca
kırık kanatlı martılarımın uçuşu
vurulan güvercinlerimin kanat çırpışı
susuzluktan yağmur getirirken
dudaklarımı çatlatan bulutlarım
sonsuzluğumu giydirirken
seyre daldığın yıldızlarım
düştü
ayın geç bir vaktiydi
geç kalınmış zamanların
insanları gelip geçmişti
sakladıkları küçük elleri
yitik zamanların kıyısına
kırılan aynaların seslerini getirmişti
sen geldiğinde
artık
geçti