Gece gibi,
unutulmuş ve yalnızlığının sebebi hiç sorulmamış,
akışı hissedilmemiş yıllardır.
çölün ve sessizliğin içinde:
'Hiç konuşmaz ölen toprak,
ayaklarım hiç yürümez,
ölümleri hep duyarım,
karanlık caddelerdeki,
New York'ta, Paris'te, Londra'da...
yumrukları hissederim,
...ve öfkeyi...
Bulutlara tekrar baktım,
Bir ağustos gecesinde
tekrar gördüm o güzelliği,
tekrar mutlu olabildim
ve sordum hepinize,
Bu suçları kim işledi?
Ahh... Bedenlerde hırs varmış,
umut varmış ruhlarda.
Yaşayın ama unutmayın,
Bu nefretle kararmış dünyada
Bahçelerde çiçek varken,
ölüm vardır bu çöllerde,
Su gibi sıradan akar zaman.
Unutmayın sessizliği,
Karanlık onunla ısınır,
Ilık tatlılığını verir bana
ve kucağında avutur.