Gabriel Garcia Marquez

Kolombiyanın fahri elçisi Marquez, Meksikada kendisine verilen her türlü devlet yöneticiliği teklifini geriye çevirecek kadar halk insanı, yoksulluktan geldiği günleri unutturmak isteyenlere karşı çıkacak kadar alçak gönüllü, evlatlarının mutluluğu için her türlü fedakârlığı göze alacak kadar aile babasıdır.

yazı resimYZ

Seni sen olduğun için değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum. Bu söz, yetkin sanatçı Marquezindir ancak onun hayat felsefesini yansıtan ve özetleyen de bir vecizedir. Gerçekten de kendi gibi olmayı ve mutlaka olduğu gibi kalmayı ilke edinmiş bir yazardır o. Yapıtlarındaki hayalî unsurlar hiçbir zaman onu gerçekten uzaklaştıramamış, ayakları yere basan bir anlatımla okuru yapıtın koridorlarında dolaştırmayı başarabilmiştir. Hayatının hiçbir döneminde nereden geldiğini unutmayan yazar, olduğundan farklı görünme heveslisi zihniyetle de hep alay etmiştir.
87 yaşında, sonsuzluğa yolculadığımız Marquez, arkasında pek çok ölümsüz eser bırakmış bir sanatçı olarak hafızalarımızda yer edinmiştir. 1982de Yüzyıllık Yalnızlık romanıyla Nobel Edebiyat Ödülü almasına kadar Türk okuru tarafından az bilinse de Şer Saati, Yaprak Fırtınası, Bir Kayıp Denizci, Albaya Mektup Yazan Kimse Yok, Kırmızı Pazartesi, Kolera Günlerinde Aşk gibi yapıtlarıyla kısa sürede okurun hayal âlemini süslemiştir.
Fantastik tarzı sade ve sıradan bir üslupla örtüştürmeyi başarmış olan sanatçı, okurun hayal dünyasını iyi keşfetmiş ve o kapıdan yol almıştır. Sürükleyici dili, gizemli anlatımı, ilginç ruhsal betimlemeleri ile yapıtları gerçekten de okunmaya değer bir yazar olan Marquez, olağanüstüyü günlük yaşamın rutini hâline getiren "büyülü gerçekçilik" akımının da en önemli isimlerindendir.
Yapıtlarında bazen okuru karşısına alıp onunla sohbet eden, bazen kendi iç âleminde yolculuğa çıkan, bazen de insana yaşadığı dünyadan başka dünyalara gezinti yaptıran sanatçı; temiz, duru ve yalın dili ile genç romancılara örnek olmaktadır.
Kolombiyanın fahri elçisi Marquez, Meksikada kendisine verilen her türlü devlet yöneticiliği teklifini geriye çevirecek kadar halk insanı, yoksulluktan geldiği günleri unutturmak isteyenlere karşı çıkacak kadar alçak gönüllü, evlatlarının mutluluğu için her türlü fedakârlığı göze alacak kadar aile babasıdır.
Şimdi Yüzyıllık Yalnızlık'ın geçtiği hayali Macando kentinde uçuşan kâğıttan sarı kelebekler, kim bilir onun arkasından ne hüzünlü türküler söylüyordur. Toprağı bol olsun...

Başa Dön