Fitil Oluyorum...

Günlük hayattan, beni fitil eden şeyler

yazı resim

Doğru dürüst bir eğitim altyapısı olmadığı halde topçuların sadece top peşinde koşarak ve popçuların da hepsi birbirine benzeyen bir yığın anlamsız güfte eşliğinde hoplayıp zıplayarak milyarlar kazanmasına;

Vefasızlığa, sadakatsizliğe, çok büyük olduğu söylenen aşkların üç günde tüketilmesine, çok güçlü olduğu söylenen dostlukların mesafelere yenik düşmesine;

Verilen sözlerin tutulmamasına, tutulmayacak sözlerin verilmesine;

Peşinde koşmaksızın hiç kimseye hiçbir işin yaptırılamamasına;

Sevgiliye ihanetin bu kadar kanıksanmasına;

Ciğeri beş para etmez insanların baş üstünde taşınmasına;

Firmanın birinde bir koltuk kapan herkesin küçük dağları ben yarattım, büyükler babamdan kaldı havasında olmasına;

İnsanların kendi menfaati için göz kırpmadan kuyu kazmasına;

İçi de dışı da makyajdan ibaret olup başka bir işe yaramadığı için manken olmuş insanların her gece televizyondan evime girmesine;

Kimbilir kimlerin kucağından geçip de adını duyuranların bileğinin hakkıyla bu noktaya geldiğini pişkin pişkin iddia etmesine;

Çöp kutularının yollara süs olsun diye değil içine çöp atılsın diye konduğunu kavrayamayan molozlara;

Spor araba fuarlarında bikinili bayan hosteslerin kullanılmasına;

Fakir fukaraya (sokaktaki dilenciye değil, harbi fakire) bir ekmek vermeye gocunan insanların sokak hayvanları için kendini paralamasına;

Yoksulluk sınırı bir milyarın üzerinde olmasına rağmen bazılarının nasıl olsa para gani diyerek düşüncesizce saçmasına;

Bir günlük yemekleri, ekmekleri çöpe atanlara ve tabağında yemek bırakanlara;

Sahte gülüşlere, sentetik sevgilere, televole hayatlara, aptal sitcomlara, geyik talk-showlara, Beyazlara, Zagalara, Cem Yılmazlara;

Gerçekten başarılı ve yetenekli olsa bile, övgüyü başkalarından duymadan önce kendi kendini metheden insanlara;

Kendilerinin de bir gün yaşlanacağını unutarak anne babasını gönül rahatlığıyla başından savanlara;

Mutluluğu sevdiğinin kalbinde değil cebinde arayanlara;

Televizyondaki her dizinin son on dakikasının tıklım tıklım reklam doldurulmasına;

İlgililerin tüm çabalarına rağmen Türkçenin her gün biraz daha katledilmesine;

Bazı hatunların bir taraftan başını örtüp diğer taraftan yırtmaçlı etek, kısa kollu bluz giymesine;

Kendisine sunulmuş aklı, bedeni ve içindeki her şeyiyle bu güzel dünyayı amaçsızca harcayanlara

Başa Dön