Fırça Günlüğüm

Bazen bütün terslikler üst üste gelir. Kaderde fırça yemek varsa kaçış yok.

yazı resimYZ

Nefret, hayat sözlüğüme işlenmemiş bir kelime. Fiilen de bugüne dek kimseye karşı işlemediğim bir duygu suçu. Büyük öfkelerim olmuştur bazılarına karşı ama kendi mesafe terazemde yine affedebilecek kırıntılar bulup beddua etmeden usulca uzaklaşmışımdır. Fakat konuyla ilgili düşüncelerim son bir haftamı kapsamıyor.

Şu anda hissettiklerim, nefretten birkaç tık düşük duygular. Ne oldu dediğinizi varsayıyor ve başlıyorum anlatmaya izninizle.

Bana "Nasıl birisindir?" diye sorsanız, şöyle derim: "Munis bir insanım. Kabalık kişiliğime aşırı ters. Ricasız hiç bir kimseden talebim olmaz, olamaz. Kavga etmeyi de sevmem. Orta yolu bulma arayışındayımdır hep. Fakat içinde bulunduğumuz zamanın insan profili çoğunlukla benim kalıplarımın dışında. Birazcık yetkisi olan diğerini paylama, bağırma, el kol hareketi yapma kudreti buluyor kendinde nedense. Duygusal insan değişemiyor ne kadar çabalasa da, kendini robota bağlamış, mekanik ruhlular da beton misali aynı kırıcılık ve kırılmazlıkta. İşte bu iki zıt karakterin karşı karşıya gelişleri tam bir travma oluyor. Tabi travma tarafını benim gibi yumuşak başlılar yaşıyor. Diğerinin umrunda değil.

Gelelim son üç günüme. Diz kapaklarımda ciddi sağlık sorunlarım var. Hayatımdan merdiveni tamamen çıkarıp, asansörü dahil edeli bir yıl oldu. Ankara'da yaşıyorum.

Ulaşımımda üç araç kullanıyorum. Birincisi otobüs, ikincisi metro ve son olarak da dolmuş. Metronun yürüyen merdivenleri sık sık arızalanıyor. Bazen asansör de sıkıntılı. İkisi de aksilik aynı anda arızalı olunca metroda yetkili birine ikisi de çalışmıyor, dizimde problem var ne yapabilirim dedim o da ben ne yapabilirim ineceksin basamaklardan ağır ağır, dedi ama bağırarak. Beyefendi tamir ettiremez misiniz, dedim git, in yavaş yavaş dedi. Ben de sert çıkış yapacaktım frenledim kendimi neden çünkü çıkış değil bana iniş lazım. "Sakin ol Aysel" dedim ve merdivenin başına gittim ama öyle böyle değil dizimdeki ağrım insem felaketim olacak biliyorum. Derken bir güvenlikçi yanıma gelip sağolsun çözdü problemi, yürüyen merdiveni çalışır hale getirdi. Tekerlekli sandalye kullanan vatandaşlarımızın Allah yardımcısı olsun, dedim içimden.

Ertesi gün dolmuş şoförünün kabalığına maruz kaldım. Para üstü olarak bayağı yırtık, hırpalanmış bir para uzattı elime. Rica etsem değiştirebilir misiniz, dedim. Çünkü, gişeler kapalı olunca makinalardan ego kartıma yükleme yapıyorum. Hasarlı paraları cihaz almıyor. Sadede geleyim talebim karşısında ağır sözlere maruz kaldım ben de senin paranı beğenmiyorum al deyip paramı elime tutuşturdu. Yani in diyor ,Türkçesi. Dozunu artırınca indim. Kavga bana göre değil ama böylesi davranışlara maruz kalmak da hiç hoş değil.

Diğer bir olayı da otobüs şöförü ile yaşadım ne yazık ki şakır şakır yağmurlu günde yetiştim diye sevindiğim otobüs içi boşken beni almadı. Bütün şoförlerimiz aynı değil arada çıkıyor böyle sinirlerimizi alt üst edenler. İletişim, anlaşmak içindir ama bazıları zıttını algılıyor ne yazık ki.

Üç gün üst üste bu tarz olaylarla canım sıkılınca işi gırgıra aldım. Neyse ki işe gidiş dönüşlerimde uçak seferim yok. Çünkü fırça yemedik bir pilotlar kaldı. Onu da artık bünyem kaldırmaz.

Kalın sağlıcakla

Aysel Yılmaz

Başa Dön