Her yağmurda susar bu şehir,
Tanıdık yüzler kaybolur, /Sahnede,
Yatağında deliren nehrin,
Karbonatlanmış dişleri,
Fi zaman benzetmesi,
Kafiyeli şiirler okunur,
Yap-boz oynayan ruhlarda,
Açılır kimsesizliğin sokağına pembe pervazlı pencere,
Düşer menteşesi mecazdan,
Başlar sürgit ömrün kışlasında meçhul yakarış,
Bir dokunuşa bakar herşey, bir bakışa dokunmadan,
Herkes ne kadar kolay bulur eşini,
Benim hikayem baştan belli,
Belki yalan zamana ağlayış,
Kendi divanımda kaldım, kendi yaşımda,
Boşuna değilmiş bu haykırış,
Hep yağmurda susar bu şehir,
Seyrederim,
Baca kenarına tüneyen kargalarla,
Yoz güvercinlerin yolunmuş tüylerini,
Ve yalnızlığı hiç olmamış gibi,
Duyumsamak ayrı bir parantezi cümlenin,
Unuturmu insan hiç,
Hayata dört koldan tutunan sesi,
Alev tende kış bahçesini,
Mukolitik çağda tepinen, /Yitik harfler kurbanı,
Aşk'ın hiç bitmeyen hikayesini,
Yazabilir mi hiç,
Birçok imkansızın arasında,
İmkansızım bende yalnızlığa, /Kendi şiirimde kazıntı,
Çatı katından gökyüzüne en yakın,
Işığa tutunduğum gecede sayamadığım suskunluk kadar,
Başucumda çivili, benim de bir celladım var,
Kaybolmuşluğum peşimde, /Mühürlenmiş yüreğim,
Seslenirimde duymazsın, korkarım,
Zamanım dar,
Kafeste aynalanan aşk tanrıçası,
Sana kanatlanır kumsuz çöldeki sessizliğim,
Azalan çağında tarih, /Gün olur şeftali bahçesi,
Dalında yeni tomurcuklanan,
Tanıdık bir yüz, /Bozulmamış tılsımla paylanan,
Gün olur beklenişi kervanın, gün olur gelmeyişi,
Hiç yolu olmayan uykularından,
İlaçlandım kendimden, olduğu gibi yaşayan,
Her erkek gibi,
Unutmadan büyümedim ben, unutamadan,
Yüzüme dokunan her nefesi,
Böyle geldi uzaktan,
Böyle geçti dudaktan aşk'ın fi zamanlı her cümlesi.