Farkında Değil Üzerindeki İzlerin Sahibi

Bildiğiniz ama önemsemediğiniz her şey için...

yazı resim

Siyah ve sahte
Parmak izlerinden muzdarip, hareketsiz, hissiz ve sakin
Bakışlardan kaçamasın diye, yapıştırılmış ayakları tavana, acısız
İstem ve tercih onun için yok
Reddetmek lüksünü düşleyip ısınıyor bazen
Saklanabildiği tek yer

ayaklar altında

arada bir hatırlanan bi' kefen -o da siyah-
Kavgalara, hüsran ve pişmanlık patlamalarına şahit oluyor
Sessiz

Yeşilden nasibini almamış bir vadinin ortasında ağır ağır ilerleyen eski bir mercedes otobüsün tepesinde
Teklik ve yalnızlık arasındaki farka baş ağrıtan
Evini terk etmiş, esmer bir kızın bedeninde

Cevapları var hazır
Söylemeye hazır bir ağız
Bekliyor, bütün üyelerinin avlandığı sürüden geriye kalan bir leylek yavrusu misali
Ürkütüyor yabancısını da bileninden de yakayı kurtaramıyor
Anlamsızca konuşuyor bazen, bazen bağırıyor, otobüslerin sesi duyulasın diye

duyulmasın da gelmesin diye kimsenin aklına

en arka koltuğa oturup uyuklamak
Vakit geçi bulduğunda
Işıklar sönüp, son kuruyemişçi de kepengi kapattığında
Sert köşelerinde aramaya çıkan sol el
Kapatıyor gelip, umursamayarak arkasından gelen o tok sesi, -çat!-

Gün, ışıklar yanınca başlıyor
Asık suratlı uykusuzlar, vazifeleri icabı veriyor bir "günaydın"
Vazife bilinciyle ve aşağılık
Mekanik ve uzak
Sonra
Sağ el gelip kaldırıyor yüzünü

yine ısınıyor ayaklarının altı

yine yineliyor bildiği cevapları yüzünü ekşitmeden verme becerisini

-bazen sustuğu oluyor ama, susadığı hiç olmuyor-

Başa Dön