bu bir öyküdür, masalsı, büyüklere büyüsün diyedir
büyüsünden uykular masaldaki sevgilidedir.
peşinden gitmek yürek ister.
çünkü yürek sevgiyi peşin ister.
bu dört kişinin öyküsüdür
dört kişinin dört ama bir öyküsü
biraz kasabada geçer,
biraz istasyonda ve birazda trende
öykü bazen tren olur istasyondan geçer
öykü bazen kasaba olur herşeyden vazgeçer.
vazgeçmeyen adam birincisidir
istasyonda tren bekler
çünkü yüreği onu bekler.
nadir gelir buraya tren
buranın treni de sabırlıdır, yolcusu da.
derken günlerin birinde, güzelin güze büründüğü birinde
kasabada akşamdır artık, dostu uğurlama vakti gelmiştir.
bir şiir okurum dosta uğurlu gelir, tren şiiri götürür.
"geleceğim" dedi.
"bilemezsin" dedim.
yüreğimde bir dost eksikliği, gri gözlerimde belirir
herkes gider, kapılar kapanır, geceye gri düşer
şimdidir gerçek, kalandan zaman düşer
bir şarkı olur olmadık yerde fikrime takılır
bende en çok bu sonbahar yalnızlığı kalıcıdır
güneş artık batıcıdır, güneşi sağıma alırım
kasabanın bir yolu vardır ve sadece istasyonadır.
derken günlerin birinde, güzün hüzne büründüğü birinde
direnen adam çıka gelir, ziyaretçimdir, ne güzeldir.
sordum "nasılsın" diye.
dedi "direniyorum".
"ee öyleyse yaşıyorsun yani."
"evet" dedi.
"bir bakıma yaşlanıyorum."
bir baktım, yaşlanıyordu.
"ağlayan adam'ın selamı var" dedi.
aldım. anladım. ağladım.
"gelecek mi?" dedim.
"belki" dedi, ne güzel
susuştuk.
"kalacak mısın?"
"sanırım."
"yatıya mı?"
"mümkünse."
"ne demek. odan hazırdır yürek hanemde."
kasabada gecedir artık, dostu ağırlama vakti gelmiştir.
bir şiir okurum dosta ağır gelir, dost geceyi yüceltir.
şafaktan bahsettik gözyaşlarımıza, dinletemedik
geceyi çocukların koynundan çaldık, dindiremedik
sen acıdı o ağladı, ben anladım o acıdı.
"geleceğim" dedi.
"sezemezsin" dedim.
derken günlerin birinde, hüznün güle büründüğü birinde.
ağlayan adam gelir, mektup içinde
ağlıyordu.
o ağladığında yeryüzünde sadece o ağlardı
o ağladığında herkesin yerine ağlardı
o ağladığında benim de gözyaşlarım vardı,
o ağladığında dünya kadar ağlardı.
kasabada şafaktır artık, dostu anlama vakti gelmiştir.
bir şiir uçururum dosta anlar belki gelir.
"geleceğim" demiş.
"göremezsin" dedim.
derken güllerin birinde, günlerin hüzne dönüştüğü birinde
ve ben vazgeçen adam
her şeyden vazgeçen adam ben
nelerden vazgeçtiğini artık unutan ben
şimdi durup bakıyorumda bu vazgeçmişliğim
aslında tek bir şeyden geçemezliğim.
kasabada sonbahardır artık,
seni anlatma vakti gelmiştir
bir şiir yazarım sana dünya anlamsız gelir.
"geleceğim" dedin.
"ölemezsin" dedim.