“Küpeli Hasan amca makamında” bir selah
“Hacı Boruzan amca makamı” bir ezan
Getirir bana çocukluğumdan,
Ne varsa unutulan.
Camdan cama sorulurdu ya
Kim ölmüş, umulmayan?
Acıtmıyor içimi bilmeyince
Ölen kim, kimbilir Küçükyalı’dan.
Katına sadık asansör gibi
Gelince uhrevi katına
Çalardı her pazar 10’da
Yarım kat budanmış kuledeki
Yaşlı ,paslı, hasta çan.
İçimin tavan arasında
Bunca yıldır uyuyan
Ruhum, garip bir zangoç gibi
Uyandı, bir akşam, Beyoğlu’nda
Telaşlı tramvay çanından.
Bir kasaba vardı geçmişimde
İhmal edilmiş bir kale, yitik anılardan
Bir Ada’m vardı deniz ortasında boğulan
Boz saçlı bir adam, unutulan.
Surlarında binbir sırlı bir kale
Kırlarında yaramaz tekeler gibi
Şen türkülerle koşturan
Kısa pantollu bir oğlan.
Kumdan kalesi, şehir hayalleriyle yıkılmış,
Uçurtmasının kuyruğuna
Şehir özentili düşler takılmış
Kayıp kıtalar keşfetmeye hazır,
Meraklı ve sabırsız bir oğlan…
Büyümüşsün dersiniz görseniz, koskoca bir adam
Yalan! İçimde uyuyormuş bunca yıldır o oğlan.
Düşlerimi esir aldı,
Elele vermiş intikam alıyor,
Her sesde, her kokuda, her yerde,
Her gün, her gece
Ne varsa, o kasabada unutulan.
ezan ve çan (Bozcaada)
Gelince uhrevi katına / Çalardı her pazar 10’da / Yarım kat budanmış kuledeki / Yaşlı ,paslı, hasta çan. /