Eylül Düşleri

Uludağın eteğinde güzel bir şehir var...

yazı resimYZ

Bursa mahpushanesi önünden geçer yolu
Adliye sarayı olmuş artık burası
şiirler dışanda kalmamış tek hatırası.
Yerinde yeller eser,Nazım'ın yattığı yerin,
Eser kalmamış tek bir taşından
Aklına gelir, birkaç dize okur Nazım'dan
“Arım benim, gözleri baldan tatlı karım benim”diye
Piraye’ye yazılan mektupta kaybolur.

Eylül düşleridir.
Bir not düşülür tarihi mekanda,
çınarlar tanıklık eder buna.
Bir bardak çayda, demlenir umut.
Ayaklar çarpık basar.
Kaldırımlar, sevda sarhoşu.
Uludağ’ın eteğinden bakılır
Yeşili bol kentin ışıklarına..
Yüreklerde ışıklı bahçeler çoğalır.
Gün akar, zaman dört nala giden at olur.
Ertesi güne düşmüş hayat.
Yolculuk bir mütareke kasabasında son bulur.
Eski Mudanya Garı “Montanya” oteli olmuş.
Meydanında İsmet Paşa'nın heykeli durur.
Ne çok şeyi devşirir hayat.
İçinde ayrılık, hüzün, mutluluk, sevinç.
Dün var olan bugün yok olur.
Kimileri kopmaz buradan
Hayat melez çocuklar doğurur.
Gidenlerin yüreği arkalarında kalır.
Orada kurulan kent adını
-Yeni Mudanya- buradan alır.
Ve hiç olmazsa adı taşınır karşı yakaya.
Bir de anılar; gemilere sığmayan.
Ama, Montania Dağı hep yerinde kalır.

Muzaffer Cura

Başa Dön