Eylül dendi mi aklıma iki büyük cinayet geliyor; biri 11 Eylül Amerikan ikiz kulelerin vurulup, masum insanların ölmesi ve bu bahane edilerek hem Afgan, hem Irak halkına yapılan zulüm. Diğeri ise 12 Eylül'de devlet eli kullanılarak işlenen cinayetler.
Elli kişinin idam edildiği 12 Eylül. Beş bini aşkın kişinin kayıp ve ölü olduğu duyurulması İşkence sonucu sakat kalan kişilerle beraber, tahminen on yedi bin kişi zarar gördü.
Ve en vahim olaylardan biri; Erdal Eren cinayeti... Erdal Eren yaşı büyütülerek asılan bir ilk ve tek mahkûm...
12 Eylül alçakları, Fetö ve benzeri namussuzların mayalanmasına sebep oldukları gibi, aynı zihniyetin çabaları bugünkü iktidarın doğmasına neden oldu.
Kenan Evren denen vatan haini 12 Eylül öncesinde cinayetler işleterek yaptığı darbeyi nasıl meşru göstermeye çalıştıysa, sonrasında da, aynı cinayetlerine devam etti. Onun döneminde yetişenler de, yaptıkları alçaklıklarla bugünkü iktidarın kalıcı olarak seçilmesine neden oldular.
1999 koalisyon hükümetinde yer alan alçakların devlet bütçesini boşaltmaları ve "Devletin iflasını açıklayacağız" diye TV kanallarında verdikleri beyanatla, süsleyip püsledikleri bugünkü iktidarı halkın önüne bıraktılar.
Umut olması gereken CHP, muhalefet olmak yerine destek oldu o gün, bu iktidarın ülke yönetiminde söz sahibi olmasına. Aynı tutarsız tavır ve davranışlarıyla hâlâ iktidarın en zor zamanlarında desteğini esirgemeden sürdürüyor.
Koalisyon zamanında MHP üzerinde durulmaya değmeyecek kadar karakter ve omurgadan yoksun durumdaydı ve hâlâ aynı.
Okuyucular beni bağışlasın, ama eylül dendi mi, üzerime pis bir kokunun sindiğini sanıyorum ve midem bulanıyor adeta.
11 Eylül 20
Gölcük