Ey Sevgili

Ey hayaliyle bendimi kuşatan sevgili Gel artık geleceksen şimdi sırası Yıkılmaktayım çünkü yenilmekteyim Ah tin ve tenim Biriken çığlıklarım bir nefes sığlığında Yüreğim bana seni soruyor, nerdesin Gel, Gel artık, gel de bitsin bu terhis Canımın inkılabı sen şehrim de.

yazı resim

Ey Sevgili

Seninle dertleşmek için bir yaz akşamında mehtaba çıkıyorum. Hüznün kilometreler ötesinden, henüz karşılaşmadığım seninle, henüz bakmadığım gözlerinle buluşacağım. Ellerini tutup, avuçlarına bûseler konduracağım sımsıcak. Kalbinin atışlarından aşkının tarifini yapacağım.

Zaman öldürmesin beni, süründürsün aşkının ateşiyle. Çünkü bu çocuksu susuzluğum, henüz kanmadı leblerinden. Henüz kôr olmadı dokunuşların kalbimin intizar zulasında

Ah, sana olan özlemim öylesine yalçınki, öylesine kucak kucakki ve sana olan hasretim, gözlerimin direncinde öylesine âmâki, bakışlarım çöl. Adın dillerimde nâr sevgili. Gönül kâinatım aşkının aşkının ateşiyle, karanın akına muhtaç.

Ah yiğidim, sensiz kayıp giden ömrüm yas tutar, süzülür bedenim, yosun yosun, yorulur hesapsız.

Burada ki nesil aşkı bilmiyor sevgili, özlemi bilmiyor. Leylâ ile Mecnûn aşkını anlamıyor. Tanımıyor ay ışığının güneşe meylini.Uzaklardasın ey sevgili, çok uzaklardasın…

Şimdi yanımda olmalıydın sevgili, görmeliydin gülümseyen gözlerimi ! Tutarken ellerini ben, kalbimin atışlarını dinlemeliydin başın sinemde. Vuruşlarında dinlemeliydin nihavent ezgilerini. Celal-i aşkının cemalini görmeliydin senfonisinde. Uzaklarda oluşun yandığımdır işte, yandığımızdır kör olası !

Ey sevgili
Nevbahar geçiyor tecil senden uzakta
Zaman gibi kısıtlı, hava gibi ağır
Özlemin çetelesi yangın telaşındayım
Kor gibi kızıl, kül gibi sağır

Nerdesin sevgili nerelerdesin ? Kiminle, ne hallerdesin ?

Sana dair yazarken bunları, “Farid”in keman-i gizemindeydi aşk-ı gülefşanın. Yunus’un neylerindeydi şan-ı diyar-ın. Su gibi şeffaf, yağmur gibi saydamdın. Toprak gibi bereketli, yosun gibi kaildin . Azizdin ekmek gibi, tuz gibi; eliftin ilah-î yakarışta değişmeyen…

Off, hüzün dolar şimdi mürekkebime sevgili, sendeler dividim, nemi düşer defterime, yanar şiirlerim, ağlar mısralarım. Neredesin?

Gel ey sevgili gel ! Nerdesin, tez gel !

Hercai insan manzaralarından kurtar beni. Özlemi yok eden yürek hezimetlerinde beni yalnız bırakma! Yüreğin yüreğimde mühürlü kalsın. Yetim kalmasın depreşen ahlarım. Umutlarım yeniden ekilirken sevgi fidanlarına, vuslat-ı kemalinden denizlere ulaşsın. Beni ağustos terinin ten kokan o aşk-ı irem bahçesine karatsın. Anam yüreğinin ferhat-ı, gülbengi*sinde ayva kokusu, efsun-i değerleri yaşatan o *lilipâr-ı *göydağına götürsün.

Ey hayaliyle bendimi kuşatan sevgili
Gel artık geleceksen şimdi sırası
Yıkılmaktayım çünkü yenilmekteyim
Ah tin ve tenim
Biriken çığlıklarım bir nefes sığlığında
Yüreğim bana seni soruyor, nerdesin
Gel,
Gel artık, gel de bitsin bu terhis
Canımın inkılabı sen şehrim de.

Bin muhabbeti ömrümün bu sevda be sevgili! Yaşayan cismimin iki yüzü, aşkının anatomisiyle bedenimin hezeyanı, kum saatinde nefes alışım, adın beyazlığı dünyamın…

Ah sevgili, hayallerde bile aşkının tarifini özler oldu usum. Leblerinde bir cigara tutuşun, savurur oldu ruh-u intizarımı. Çoğalan susuzluğumda, vuk-u buldu Leylâ-î fikr-i asumanın. Gel artık ey aşk-ı gülnihal, gel, yokluğun hâr eyledi beni, dem-im telvesinde kalbimi kerem eyledi. Seni çok özlüyorum, çokk özlüyorum…

Farid Farjad : İranlı keman virtüözü
Göğdağ : kars’ın bir yaylası
Lilipâr : yayla çeşmesinin adı
Gülbengi : başa örtülen bir tür eşarp

27/072009

Başa Dön