"boşluk deler geçer ruhun karanlığını"
uğultulu bir ruh tutulması anı
ey kuş ağlama sakın!
ilmek ilmek sökülürken
yaralı bir kuş yuvası
duyulur kalbin
acımasız havlaması
"boşluk deler geçer ruhun karanlığını"
adımlar bir adam
ruhunun anlamsız kaldırımlarını
aynalar boşluğa açılan
ne acımasız pencereler...
bunlar nedir kır-ı-kayak?
sessizlik dolu
bir yığın kırık heceler...
"her gece kabre girer gibi..."
her gece koynunda bir yığın akrep
kanatsız ölgün kelebekler
hiç gelmeyeceğin
yollarını bekler
"kül ağır çekiyor dumanından"
her savaştan yara alan
her gömleğini kederle soyunan
her günahta kendi suyuyla yıkanan
çırılçıplak öksüz bir yılan
korkuyor irinli tortusundan
ve acı
kızgın bir demirle öz dağlayan acı
ve umutsuz akşamlara bel bağlayan
adak ağaçlarına çaput yerine
yağlı sicim bağlayan
acı,
uyandırıyor
çocukluk uykularımızdan
"ayaz düşmüş gibi soluma!"
"saklı kalmış yarınlar" var sobelenecek
arayalım körebe harflerle
gir koluma!