Marmara'dan İstanbul'a gemi gelir
Gözlerini kırpmadan şehri seyreder
Erguvan renkli bir gelindir İstanbul
Yakası yırtık safirden gelinlik giyer
İstanbul'un nefesiyle sallanıverirler
İnce yapraklı ağaçlar ince serviler
Çin'den gelen gemiler üstünü örter
Kumaştaki çiçektir yığın yığın evler
Bedenim teninde kemiğimiz iç içe
Bir şair diliyle ağzım şarkını söyler
Hep senin yüzünden yar İstanbul
Gecem gündüzüm birbirine geçer