Türkler uzun yıllar göçebe bir hayat yaşadıktan sonra yerleşik medeniyete geçmişlerdir.Savaşçı bir millet olan Türkler,cihan imparatorluğunun peşindeydiler.Uzun ve zor mücadelelerden sonra bu hayalleri hakikate dönüşmüştür.Bu arada geçen süre içerisinde mevcut şartlar gereği konar göçer bir hayat tarzını benimsemişlerdir.Köklü bir devlet kurulunca toprağa bağımlı hale gelmişlerdir.
Türkler’in yerleşik hayata geçmesi,toprağa bağımlı bir yaşam sürmeleri sonucunu doğurmuştur.Ziraat ve hayvancılık yaparak geçinen bu millet,toprakla iç içe bir medeniyet kurmuştur.
Milletimiz hayvancılıkla da yakından ilgilenmiştir.Özellikle arıcılık Türkler’in sevdiği uğraşların başında geliyordu.Bal her milletin severek tükettiği bir gıda maddesidir.İçinde,vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineraller bolca bulunur.Ecdadımız sağlığa azamî ehemmiyet verdiği için çokça bal tüketirlerdi.
Türkler’in çok köklü bir arıcılık ve bal kültürü mevcuttur.Büyük araştırmacı rahmetli Bahaeddin Ögel’e göre Türkler,kanatlı kanatsız bütün böceklere “kurt” derlerdi.Bu nedenle bal arısına da “bal kurdu” demişlerdir.Çuvaşlar arıya sadece “hort” diyorlardı.Derleme Sözlüğü’nden elde ettiğimiz bilgilere göre eski Türkler arı beyine “beyarı”,kaliteli bal yapan arıya “boğa”,bal vermeyen arıya “göde” çalışkan arıya “köstengi”,deli ve tembel arıya “börenek”,erkek arıya “saka arı”,iğnesiz büyük arıya “dongulca”,yabancı arıya da “ilinti” ismini veriyorlardı.
Orta Asya Türkleri bala “arı yağı” diyorlardı.Yine Türkler bal için “arı boku”, “arı sütü” ifadelerini kullanıyorlardı.Yine Altay Türkleri bala “pal” demekteydiler.Uygurlar bu değerli gıda maddesine “mır” ismini vermekteydiler.
Türkler vaktiyle çok kaliteli ballar üretiyorlardı.Koyu bal,ak bal,gömeç balı ve deli bal diye adlandırılan bal çeşitleri mevcuttu.Bunun yanında balmumu ve eğir mumu değişik alanlarda kullanılmaktaydı.Bulgar Türkleri balmumuna “avus” diyorlardı.Bunlar gece aydınlatmada ve tıp sahasında kullanılıyordu.
Kırgız Türkleri bal arısı besleyen insanlara “bal çelekçi” namını veriyorlardı.Anadolu’da arıların barındığı kovanlara “arı evi” denilmekteydi.Bu ifade geniş kitlelerce sevilerek ve de benimsenerek kullanılmaktaydı.
Eski Türkler bal sağmak için çeşitli aletler kullanmışlardır.Kovandan bal sağanlar meşinden dikilmiş cübbeler giyerlerdi.Yine bal sağmak için “gözene” adı verilen maskeler kullanırlardı.Kovanlardan bal almak amacıyla “eğiş” isimli ucu eğri demirler kullanılırdı.
Türkler,arıları hastalık ve salgınlardan korumak gayesiyle kovan tütsüsü yaparlardı.Bu şekilde arıların sağlıklı ve uzun ömürlü olması sağlanırdı.Önceleri tatlıların çoğu balla yapılırdı.İçki ve şerbetlerin tatlandırılmasında bal kullanılırdı.Türkler geçmişten günümüze kadar arıcılık ve bal üretimi konusunda bir hayli mesafe almışlardır.
e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com