“Yüksek bir duvarın arkasındayım,
Sesini duyuyorum,
Bana, gözlerini anlat diyorsun,
Gökyüzüne bak diyorum,
Susuyorsun”...
Bana gönderdiğin
mektubu okuyorum sesli sesli
hala orada mısın?
Bilmiyorum...
bir rüzgar geliyor
ellerim serinliyor.
sorayım mı?
Cevap alamayacağımdan korkuyorum,
Sustuğunu farz ediyorum...
Şimdi git diyorum,
Ama giderken ses etme,
Ben yine orada olduğunu düşüneyim...
Sana bir gül atıyorum, ulaştıramıyorum
Duvar o kadar yüksek ki,
Bundan sana söz etmiyorum,
Hatta bunu hiç denemediğimi
Kendime inandırıyorum...
Bir uçurtma yapmalıyım diyorum,
Evet evet bir uçurtma!
Bir ayak sesi uzaklardan,
Çok uzaklardan hızla yaklaşıyor,
Duvarın ardında duruyor!
Orada mısın! Diyorsun
Susuyorum...
Orada olmadığımı
düşünmeni istiyorum.
Ona gözlerimi anlatmadığıma
pişman oluyorum...susuyorum
orada mısın diyen,
beni, yani
sesimi sahiplenen bir ses?
bir uçurtma yapmalıyım diyorum,
evet evet bir uçurtma!
Sırtımı duvara yaslıyorum,
Ağlıyor musun diye soruyorum,
Ağlayan bir ses,
Hayır! Diyor
Ben sana git demiştim,
Gittim diyor, ama gelme demedin!
Susuyorum uzunca bir süre
Bu sefer sahiden gitmiş olduğumu
Düşünsün istiyorum...
Duvarı yıkamaz mısın? diyorsun
Benim sadece sessizliğe
gücüm yeter diyorum içimden.
Duvara dokunuyorum diyorsun,
Duvarın ısındığını hissediyorum,
Birden, ürkek ceylanların
su içtiği bir göle dönüşüyor sırtım,
buradayım diyorum...