Dört duvara sinmişti ayrılık,
Belli belirsiz bir histerinin aykırılığında,
Dört duvardan darmadağın,
Koskoca bir son,
Buza kesmiş bir ceset dokunuşunda,
Bekler mi yalnızlık,
Geceden kaçışanların ruhunda,
Tek damardan üç serumla,
Zamansızca,
Bekler mi bizi,
Yürek yarası,
Balçık toprağın kokusunda,
Soğuk odaların kimsesizliği,
Ağlarmı ardından,
Anlatırmı sanırsın,
Yüzüne vuran ayazda,
Tadılmamış çaresizliği,
İster delisin,
İster akıllı,
Gideceksin sende,
Okunmuş bir ibrik,
Ve başına havlular takılı,
Şimdisi yok ki,
Ne anlatsam bu sessizliğe,
Kör bir bıçak saplanır göğsüme,
Kaçar bakışlar,
Dağılır uykular nöbette,
Hayal mi yoksa,
Gerçek mi,
Duruyormu halen tırnak ette,
Nereye baksam ardından,
Elde var yokluğun,
Sonrası yok ki,
Ne anlatsam anladığımsın,
Susuyorum,
Çaresi yok,
Biliyorum,
Kapı önünde ayakkabıların,
Askıda montun,
Yere düşmüş bastonun,
Kaldırıyorum,
Ağlıyorum,
Ağlıyorum...
Düştü tırnak etten
Dağılır uykular nöbette, Hayal mi yoksa, Gerçek mi, Duruyormu halen tırnak ette...