dünya Çapında Bir Sanatçımız Gültekin Bilge

Sanatçı, 1945 Kıbrıs doğumlu. İstanbul, güzel Sanatlar Akademisinde okumuş ve buradan mezun olmuş 2011 yılında İngiltereye hareket etmiş. Avrupada, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya gibi ülkelerde eserleri sergilenmiş. Sanatçımızın uluslar arası arenada birçok ödülü var. Eserleri Türkiye, Avrupa ve Japonya'da özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Sanatçımız, 1974 yılında Kıbrısta çıkan savaşta vurulmuş. Sağ elinin kullanımını kaybettikten sonra yıllarca boya çalışması yapamamış.

yazı resim

Sayın Gültekin Bilge, ülkemiz sanatçılarından biri. Kendisini Facebookta görüp tanıdım. İncelediğimde çok başarılı, üretken, çalışkan biri olduğunu gördüm.
Sanat alanında yaptığı çalışmalar yurt dışında büyük itibar görüyor. Kıbrıs Türkünü ve KKTCyi dışarıda çok iyi tanıtıyor.
Ben, sanatın çok iyi bir tanıtım aracı olduğuna inananlardan biriyim. Ülkenizi tanıtmak için milyarlarca döktüğünüz paranın yerine bir sanatçı meydana getirdiği bir eseriyle kat be kat daha fazla tanıtım yapabiliyor.
İşte Sayın Gültekin Bilge de böyle birisi. Yıllarca yurt dışında kalmış ve yaşamış. Yaptığı çalışmalarla gittiği her yerde KKTCnin bir sanat elçisi olmuş. Birçok ödüller almış. Birçok sergilere, seminerlere, konferanslara katılmış.
Bu günlerde de Amerikada bir galeri anlaşması yapmış. Amerikada bir galeride resim sergisi açacak ve şu an bunun için çalışmalarını yoğunlaştırmış. Sonra da Paris ve Floransaya gidip çalışmalar yapacağını belirtti bir sohbetimizde.
Peki, kimdir bu sanatçımız? KKTC olarak kendisini ne kadar biliyoruz veya tanıyoruz? Bu nedenle onu tanıtmak ve çalışmaları hakkında okuyucuya bilgi vermek amacıyla bu yazıyı kaleme aldım.
Sanatçı, 1945 Kıbrıs doğumlu. İstanbul, güzel Sanatlar Akademisinde okumuş ve buradan mezun olmuş
2011 yılında İngiltereye hareket etmiş. Avrupada, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya gibi ülkelerde eserleri sergilenmiş. Sanatçımızın uluslar arası arenada birçok ödülü var. Eserleri Türkiye, Avrupa ve Japonya'da özel koleksiyonlarda yer almaktadır.
Sanatçımız, 1974 yılında Kıbrısta çıkan savaşta vurulmuş. Sağ elinin kullanımını kaybettikten sonra yıllarca boya çalışması yapamamış.
Yine de çalışmalarından vazgeçmemiş. Sanat eserlerine yaşadığı bu olaylar da yansımış: Öfke, acı, hayal kırıklığı, güçsüzlük, izolasyon ve kimlik kaybı dolu hayatında karanlık bir dönem, yaralanma... Bu duygular, onun soyut yapıtlarında tam olarak ifadesini bulmuş.
Elinin iyileşme sırasında çağdaş sanat olaylarını takip etmiş. Bu arada sanat öğretmenliği yapmış.
Sanatçı, modern bir tarz yakalamak için uğraştı. Bosch, goya, Rembrant, Picasso, Kandinsky ve Chagall gibi sanatçıların etkisinde kaldı. Ama daha ziyade doğanın güzelliklerini eserlerinde yansıttı.
Sanatçımız, sık sık kendini başkalarının yerine koyar ve dünyaya adeta başkalarının gözüyle bakar. Benzersiz bir görüntüleme yöntemi vardır. İmkânsız, onun sanatında hiç yok gibidir. Zoru sever ve onu başarmak için çabalar. Sanatçının bu farklılığı küçük yaşlarda fark edilir. Onun eserleri yaşam ve insan ilişkileri onun yoğun sübjektif bir görünüm ortaya koymaktadır.
Sürekli yeni ve farklı modlar yaratma peşindedir. Sürekli yeni teknikler geliştirme ve yeni farklar geliştirmek ister. Bunun için bütün çalışma yollarını deneyerek sınırları zorlar.
1950 ve 60 yıllarda çocukluğu Kıbrısta geçer. Güney Kıbrısta Ceyhan köyünde basit ve huzurlu bir yaşamı olur. Köye yakın yerde kalker kayalar vardır. Sanatçı küçük yaşlarda bu kayaların üzerine oyma yöntemiyle insan ve hayvan figürleri çizer. Fakat 1963-1974 yılları arasında çıkan olaylar nedeniyle bu eserlerin tamamı kaybolur.
Sanatçı, yeteneğini daha okul yıllarında gösterir. O, bir sanatçı olmayı düşünüyordu. Ama şartlar düşünüldüğünde sanatsal yeteneklerini geliştirmek için, geniş imkânlar yoktu ve her şey sınırlıydı. Kıbrısta çıkan olaylar nedeniyle o dönemdeki her genç gibi 18 yaşında askere gitti. 3 yıl tepelerde nöbet tuttu.
1966 yılında 21 yaşında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine girdi. Devrim Erbil, Ali Çelebi ve Dinçer Erimez atölyelerinde çalıştı. 1972 yılında buradan mezun oldu.
Akademi boyunca, sanatsal yetenekleri çok farklı şekillerde fark edildi. Asıl yetenekleri olan çizim, resim ve heykel yanında müzikal ve dramatik yeteneklerini de sergiledi. O geleneksel Türk enstrüman (Saz) oynayan bir halk şarkıcısı oldu. İki yıl boyunca Akademi'nin pandomim tiyatro grubunun başkanı oldu.
İlk özel sergi için 1972 yılında Norveç ve Almanyaya davet edildi. 1973 yılında kişisel nedenlerle Kıbrıs'a döndü .
1975 yılından 2005 yılına kadar sanat öğretmeni olarak görev yaptı. Fotoğraf, pandomim, tiyatro ve halk müziği eğitmenliği yaptı. Bu dönemde evlendi. 2 çocuk babası oldu.
Sanatçı, eserlerinde sürekli canlı renkler kullandı. Kaybedilen yılları telafi etmek için çok çalıştı. Araştırmalar yaptı ve yeni teknikler geliştirdi.
Çeşitli karma sergilere katıldı. Lefkoşada Büyük Handa kendi atölyesinde çalışmaya başladı. 2011 yılında İngiltereye gitti. Orada yaptığı çalışmalar Dünyanın birçok ülkesinde sergilendi. Birçok ödüller aldı. Eserleri Türkiye, Avrupa ve Japonya'da özel koleksiyonlarda yer almaktadır.
Sanatçımız en son ödülünü de geçtiğimiz günlerde aldı. Afetto Art İnternatıonal Magazini sanatçımızın yaptığı 3 Lutuf adındaki eserini yayınlamış ve bu eserleri Bottiçelli Ödülüne layık görmüştür. Ayrıca Magazin, Dünyadan seçtiği 25 yıldız sanatçı arasına Sayın Gültekin Bilgeyi de arasına almıştır.
Sanatçımızı kutluyor ve çalışmalarında kendisine başarılar diliyorum. Böyle bir sanatçıyı köşeme alıp siz sevgili okurlarıma tanıttığım için de ayrı bir mutluluk duyuyorum.

Başa Dön