DOĞU RÜZGARI / SILA
"Dağlara yükseliş ile yolculuğumuz başladı. Ardından ruhun bozkırlarında Atlantis'i aradık ve Asya'yı kucakladık. Ufukta yükselen çoban kavalı ile büyülendik. Bir kabile'nin coşkusuyla dolduk, taştık ve mahur seslere aktık. Sıla hasretiyle bir kervan'a katıldık ve 'Doğunun senfonisi' başladı.
İpek yolu üzerinde Türkmenistan'a, Azerbeycan'a beste yaptık. Doğu yolculuğumuzda bir ses ararken bin ses bulduk. Sesteki ışığı keşfetme yolculuğumuz devam edecek diyor Göksel Baktagir.
Sır kapısı adlı enstürümantel albümünde böyle sesleniyor müzik severlere Kanuni abimiz.
Sayın Baktagir albümünde "Doğu Rüzgarı / Sıla" da gönüllere heyecan veriyor.
Musıkı sevenlere öneriyorum, bu albümü ve Baktagir'in diğer albümlerini de insana gönül huzuru veriyor.
Baktagir şu şiiriyle hasretini dile getiriyor:
Doğu Rüzgarı / Sıla
Sonbahar düşeli gözde hep yağmur oldu
Doldu,taştı, coştu birden soldu
Yarin hasreti gönlüme doldu
Aşk ateşi yaktı beni
Nasıl düştüm ben bu derde
Zamansız bir rüzgar esti
Şimdi yar nerde?
Sıla'dan ses çıkmıyor
Can'a hasret bitmiyor
Gecem gündüz olmuyor
Sevdiğim nerde?
Çaresizim derdimi bir dinle
Aşk bağında gül de yanmış mı söyle?
Sensiz olmuyor yarim böyle
Şu can sana doymuyor
Hasretim öyle...
Tüm müziğin hassasiyeti bilenlere...
Saygıyla...