İnsanın bedeninde bir can taşıdığını öğrendiği an en güzel kesit yaşamda.. Evet çok mutluydum, karnımda bir cana ev sahipliği yapıyordum, ruhumla, kalbimle ve bedenimle. Dünyanın en güçlü insanı bendim, önemli bir görev üstlenmiştim , cana can vermeye çalışıyordum. Dünya tos pembeydi çünkü yalnız değildim artık, iliklerime kadar var olan bir can vardı içimde, beni seven bana güvenen bir can. Tüm dünyaya koşulsuz sevmenin ne demek olduğunu gösterecektim, beklentisiz sadece var olmasından dolayı sevecektim onu. Koklayacaktım her gece içime çekecektim kokusunu ve gözlerine bakıp seni çok seviyorum yavrum diyecektim.
Birgün onu artık oğlum diye seveceğimi öğrendim. Aslında ben hep bir kızım olacağını düşlemiştim. Ama ‘oğlum’demek ne güzeldi, bu fikri o kadar çok benimsemiştimki bir anda.
Hep kusuyordum , yemekler benim için hiçbir anlam ifade etmiyordu, tam dört ay her gün kustum. Buda güzeldi , kendimi önemli bir işin cefasını çeker gibi hissediyordum. Ben önemliydim ve yaşamda daha güzel bir amaç için vardım, oğluma yoldaş olmak için o benim canımdı, ne güzel beni anlayacak, özümden bir can geliyordu. Eminim beni çok sevecekti ve yaşamda kavgasını verdiğim sevgi sözcüğünü kanıtlayacaktık tüm dünyaya. Üzgün ve kızgın olduğum günlerde ona şikayet eder olmuştum dünyaya. Sonrada onu üzdüğüm için özür diliyordum. O bana her defasında seni anlıyorum anneciğim demişti.
Karnım büyüdükçe kendimi dünyanın en güzel insanı hisseder olmuştum. ilk kez yemek yemenin ve kilo almanın aslında güzel bir şey olduğunu anladım. Besleniyordum çünkü o büyümeliydi, süt içiyordum çünkü ilerde benim gibi kısa olmamalıydı….
Ve bir gün bebeğimi ekranda görmeye gitmiştim. Bana artık tüm umut ve mutluluğumun bittiğini haber verdiler. Çünkü artık bebeğimle vedalaşmalıydım, çünkü bu yolculuk ve ev sahipli bitmeliymiş. Ona ev sahipliği yapamayacaktım artık, bedenimden canımın bir parçasını o ve ben istemesekte almaları gerekiyormuş. Oysa o çoktan hareket etmeye benimle oyun oynamaya başlamıştı bile.
Aslında ben dünyanın çok güzel bir yer olmadığını temelinde hüznün var olduğunu kabullenmiş olsamda , onunla ayrılmaya dayanamıyordum. İlk kez anlam bulmuştu hayatım ve sorgulamaların, derin düşüncelerin sona erdiği bir yaşama başlamıştım. .bebeğim için yaşamıştım.
Evet o bugün yok yanımda ve bedenimde yani bir anda uyandığımda hayatımın anlamını ellerimden almışlardı. Bugün nemi yapıyorum? Aslında bilmiyorum, hiçbirşey için yaşamıyorum, yalnızım, onsuzum. Ama onu hiç unutmadım ve ölene kadarda unutmayacağım. Umarım bir gün bir yerlerde beni karşılar ve onu doyasıya koklamama izin verir. Ama oğlum yinede çok mutluyum, seni taşıdığım ve tanıdığım için. Sen hiç duymasanda seni çok seviyorum ve bilmesende sen beni çok mutlu ettin.HOŞÇAKAL CANIM………
]
![yazı resim](/storage/catpicbox/essay-life-1125268244.jpg)