DİYET…
Gecenin karanlığı kıramadı gözlerimdeki ışığı.
Yatağımda dönüp durdum yine.
Sabahı bekleyerek sabırsızca.
Kalkıp erkenden yakmak için geleceğimi hazırlandım.
Heyecanla bedenimi rötuşlarla sana hazırlayarak.
Kendi kokumun nesi varsa.
Yatırdım parfümlere, her bir yanımı.
Sahte dünyaları seveceğini bile bilmeden.
Ulaştığımda tek bir kızıla esir gülle yanına.
Dokunup omzuna,uzatıp dudaklarımı tenine yerleştirip.
Stresini boşaltan deprem fayları gibiydi yüreğim.
Titriyordu sesin merhaba nasılsın derken.
Belliki o karanlık geceler, seninde gözlerindeki ışığı kıramamışlardı.
Ve de bedenindeki her nokta, bu buluşmaya hazırlanmıştı.
Sanki sen değildin.
Makyajında hayalindeki kadın resmedilmişti.
Oysa ben senin için buradaydım.
Kokunu alamadım senin başka çiçeklere baskın parfüm kokundan.
Kırmızı ipek gömleğinin açık yakasından.
Görünen siyah danteller çok kışkırtıcı idi.
Oysa ben geleceğime gelmiştim.
İlk gördüğüm günkü kadını hayal ederek.
Makyajın idol leri gibiydik.
Oysa benim çiftlikte koyunlarım tavuklarım vardı.
Geçmişi gömdüğüm yerlere geri dönmek düş kırıklığı yarattı bende.
Fark ettim birden restaurantta kadınlar ve erkekler birbirlerinin tıpatıp benzeri idiler.
Çekip aldım kendimi.
Yalnızca bir yemek, bir dostla deyip.
Evinin kapısından kızıl gülüyle güzeli kaçar gibi.
İyi geceler.
Seni düşündüm evime dönerken.
Yatağıma uzandığımda birkaç damla göz yaşı.
Geçmişe diyet…
Oğuz gölçik yazar…