Dert...

Asıl ve yan unsurun yer değiştirdiği bir öykü...

yazı resimYZ

Onun aradığı sarı saçlı bir yalnızlıktı... Dert

Aslında aradığı herkesin bulduğu gibi bir şeydi. Etten tırnaktan her hangi bir insan yeter de artardı bile… Dert

Ayakkabılarını giydiğinde kapattığı kapı tekrar açıldı... Dert

Gitmeler üzerine ne çok düşünmüştü. Neden aklına hep Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar adlı kitabı geliyordu… Dert

Dert, elini kolunu sallayarak ve gizlemeye çalıştığı bir endişeyle dolaşıyordu. Ya kafasını kemireceği bir insan bulamazsa, ya bulduğu insan onu anlamazsa…
Dert, tüm bunları dertli dertli düşünürken, karşısına solgun yüzlü bir kız çıktı. İçine girdi. Acaba kızın bir hastalığı mı var da bu hastanede, hem yüzü de baya solgun diye endişelenmekten de kendini alamadı. Endişesinin nedeni kızın kendinden daha büyük bir derde sahip olma olasılığıydı…

Kızın annesi anlayamıyordu. Neden biz diye düşündü. Oysa her şey kızının seçimiydi.

Sarı saçlı bir çocuğu sevmişti, terk etti.
Başkasına âşık oldu, yaşadıklarını ve yaşayacaklarını iz bırakmayacak şekilde ve kendini dövercesine yırtıp attı.
Aslında istediği kendisiydi.
Ailesi, kız sanrılar görmeye başladığında doktora götürme zamanı diye düşündü.
Gitmeliydi, her şeyden kaçmalıydı.

—Buyurun doktor, sizi dinliyorum…
—Kızınıza yeni bir dert lazım…
—Anladım…

Kızın son derdi: kızın kendisiydi…

Başa Dön