Göçmen kuşların
kanadına konmuş
mutluluk şarkıları
günbatımında
ufukta buluşmaya
uçuyor
kızıl güneşine
deniz üstünden
bir yandan
diğer yana
dalgalar selamlıyor
vapurların direklerine
asılı kalmış
umutları,
martılar
karın doyurma
telaşında
unutuyorlar
özgürlük sevdalarını,
bağlıyorlar
kendilerini bir simit
parçasına,
İstanbul ağlıyor
her akşam hüzünlerine
hüzünlenip,
ağlama İstanbul
sana mutluluk kapısı
dediysek
boşa değil
kapını aç yeter
bir değil bin olur
giren Dersaadet'ten
böyle kızıl bir akşamın
göçmen kuşlarını
izlerken,
vapur arkalarında
dilenen martıları
görüp,
ağlayan İstanbulla
dertlenirim durduk yerde,
bir nara gelir ardından
-hey be ne güzelim İstanbul
derdinde eksik olmaz
sevincinde
ama yine de Dersaadet İstanbul