Degistirmek icin;
savasmak gerekti her cagda.
Savasmaktan vazgecisti,
degistirmekten vazgecmek.
Savasmak, cabalamak demekti sadece,
bilmediler anlamini.
Savasmak deyince tehdit sandilar,
ya da ugrasmak istemediler sadece,
bilmedik düşüncelerini.
Degisim, korkutucuydu belki de,
Ne luksunun ne konforunun onemli oldugu,
kendi evinde olmanin huzurunu hissetmekti,
aynilik onlar icin.
Degisim;
korkutucuydu.
Belki sicacik battaniyeni birakip,
karli buzlu bir havada,
sokaklara dusmekti,
belki de
bilmedigin bir ulkede,
bilmedigin bir dildi.
Yani her neyse iste,
zor olandi, emek isteyendi,
degisim, caba demekti.
Peki nedeni neydi?
Saatlerce dusunup tek bir cevap bulabildi;
Yasamak icindi degisim.
Belki bir parca daha mutlu olmak icin,
sistemin, sartlarin, toplumun dayattigi
mutsuz zeminden siyrilmak icin,
sartti direnis.
Akip gidene kapilmak, mutsuzluktu bu cagda.
buydu degistirmeye cabalayanin belki de tek nedeni.
O da mutlu olsun istemisti,
savassin bize dayatilanla.
İnadina yasasin, yasam enerjimizi somuren sistemin.
Aslini sorarsaniz,
degistirmeye calisan da bilmiyordu cabasinin nedenini.
Belki de savasmak, yasadigini hissetmekti sadece.
Ve degistirmeye cabalamak, yasamakti onun icin.
Tek sebep bu olmamaliydi,
Yazmayi birakti bir anda kalemi,
Saatlerce dusunse de
Bilmedi o da sebebini,
Cabaliyor muydu hala,
Nafile deyip birakmis miydi yasamayi?
Yoktu bir cevabi.
Bilmedi o da kendini.
Dusunmeden edemedi,
Peki hicbir sey mi degismemisti?