yağmur yağıyor,
ben yürüyorum
damlalar gözlerime akıyor
gözlerim öylece izliyor
tam bir adım daha atacağım,
ürkerek geri çekiliyorum
ayağımın ucunda bir papatya, ağlıyor
eğilip avuçlarımın arasına alıyorum
"ah papatya, o kadar beyazsın ki!
ve o kadar yalnız!"
onu buradan götürmeliyim;
hızlanıyorum
rüzgâr avuçlarıma çarpıyor
yağmur gözlerime yağıyor
aldırmıyorum
oysa papatya savrulmuş avucumda
yaprakları çürümüş, kopmuş
oysa beyazdı
"el birliğiyle mahvettik onu!"
koşuyorum
gözlerim yağmura eşlik ediyor
kalbim ateş gibi, yanıyor
ah papatya, o kadar beyazdın ki!
öyle bir yağdı ki yağmur,
rüzgâr öyle bir savurdu ki,
aldı götürdü nen varsa;
bir yalnızlık kaldı
yağmur dinmiyor
bense yürüyorum;
damlalar gözlerime
akıyor öylece gözlerime