Cuma Günü

yazı resim

istanbulda bir sabah

önce laleli, sonra sultan ahmet,

yanında ayasofya,

ne bitmek bilmez aşk,

sen mi güzelsin ben mi diye...

sonra mısır çarşısı zaman sabah,

keskin bir tarçın kokusu yanında ıhlamur.

sonra ortaköy,

sahilde bir bank, cepte peynir

elde sıcak simit birde sıcak çay olsa

deyme istanbula.

uzatıyorum vucudumu boğaza doğru

denizden gelen meltem

yaşlılık işareti yanaklarımdaki kırışıkları

okşuyor masumca.

gözlerimdeki ağır yorğunluk,

mavi gökle mavi denizin

buluşmasındaki yakamozlarda yıkanıyor.

galata hiç eğmiyor boynunu,

fatihe göz eder uzaktan.

sonra bir taka sesi,

virah bismillah sesleri,

derken sesle birlikte uçan martılar,

sahile vuran dalga sesleri,

arkadan araba sesleri,

ve rüzgarın yumuşak dokunuşu,

tam bir istanbul senfonisi.

demliçay kıvamında ruhum

ilmek ilmek örülüyor sanki beni bırakıyor.

arkamdan sarı yapraklar koşuşuyor

gözlerimin takibinde ve denize düşüş.

çıkardıkları dalgalar gibi,

hayatta önce küçük başlıyor sonra gittikçe büyüyor

ve sonra yok oluş.

istanbulda bir sabah.

keskin balık kokusu,

ellerde çiçekler sulu kule,

tüm sahteligiyle taksim ne yiten umutlar ve hayatlarla

haydarpaşa.

ve istanbulda bir sabah, susan martı ve rüzgarla

yorulan deniz ve bir eylül sabahı

ruhum teslim...

Başa Dön