Hırçın siyah saçları,
Her zaman alnına düşen
Asi perçemiyle
Hemen hissedilir,
Özgür ruhu.
Del eyleyen kömür gözleri
Hüseyni makamından nameler söyler
Yüreğine işleyen.
Tam içlenmişken
Dalarken maziye
Bir gülümseme belirir,
En karanlık dehlizleri bile aydınlatır.
Bir de o mırıltı eklenirse gülücüğe
Afacan bir çocuk bulursun karşında.
Karmaşık ve derin düşünceleri
Rengarenk ve büyük düşleriyle yarışır.
Sanki bilinmeyen diyarlardan gelmiş,
Gemisiyle fırtınaları,okyanusları geçmiştir.
Uzun yolların kaptanıdır
Nadir ve özel olan herşeyi keşfe çıkan.
Ona her deniz yakışır
Ama en çok Karya kıyıları.
Dalamanlı Samson'dur O
Deliah'ı seven
Ama gücünü kaybetmeyen.
Aşık Şehriyar'dır O
Şehrazat olmayı bilene.
İsterse göğsünde uyutur,
İsterse buseyle avutur.
Zordur onu sevmesi:
Bazen Narkissos'tur
Echo'ya ve tüm aşıklarına aldırmayan,
Bazen Phobes'dur
Esmeralda'ya sırılsıklam aşık olan.
Anlamak zaman ister.
Ama sabredenin ödülü büyük olur.
Ney olur ruhuna işler,
Esrarengiz bir hikaye olur
Tüylerini diken diken eder,
Mutlak maksimum seviyesinde
Mutluluklar yaşatır.
Çita gibi hızlı koşar hayalleri,
Ama bilir dervişcesine dinlenmeyi
Bulduğu tüm vahalarda.
Bir değil
Çok iklimlidir.
Herbirini
Ayrı bir mevsim gibi
yaşadın mı
Sen de onun gibi
başkalaşırsın
Tadına varırsın
Tüm iklimlerin
Yeter ki kendini bırak
bu büyülü rüzgara,
neşeyle
kanatlan özgür ufuklarda...