Çocukluğumdaki Köyümüz

Tahtadan bir arabamız vardı Köyün yamacında aşağıya doğru uçup giden,Söğüt dalından yaptığımız borazanımız vardıKalk borusu gibi ses veren.Mutlu olmasını bilen çocuklardık biz. Bezden bebekler, Karpuz kabuğundan kamyonlarımızdı En büyük eğlen

yazı resim

Çocukluğumda bir köyümüz vardı bizim,
Şehirliler tarafından pek bilinmeyen.
Dışı sıvasız evimiz vardı
Ama bizi hiç üşütmeyen.
Tozlu yollarımız vardı
Asla bizi kirletmeyen.
Umutlarımız vardı kocaman,
Hiç tükenmeyen.

Uçaklar geçerken köyümüzün üzerinden,
Selâm gönderirdik onlardan uzaktaki akrabalarımıza.
Ve sonra hayran olduğumuz uçaklar
Konuk olurdu gece rüyalarımıza.

Tahtadan bir arabamız vardı
Köyün yamacında aşağıya doğru uçup giden,
Söğüt dalından yaptığımız borazanımız vardı
Kalk borusu gibi ses veren.
Mutlu olmasını bilen çocuklardık biz.
Bezden bebekler,
Karpuz kabuğundan kamyonlarımızdı
En büyük eğlencemiz.

Anlatılan Keloğlan Masalları
Mutlu etmeye yeterdi bizi.
Onun bulduğu altınlar,
Haramiler’e yaptığı oyunlar
Heyecanladırırdı hepimizi.

Köy meydanında sergi açan
Çerçicilerimiz vardı,
Para yerine eski naylon, bakır, yumurta alan.
Panayırları vardı çocukluğumun
Senede üç-beş gün kurulan.
Atlı karıncalar, dönme dolaplar,
Çekerdi bizi kendine.
Cebimizdeki harçlıklar yettiğince
Eğlenirdik panayır günlerinde.
İşte böyle eğlenceleri vardı çocukluğumun.
Medeniyetten uzak, ama mutlu.
Televizyon, bilgisayardan haberiz,
Ama huzurlu.

Yine dönmek isterdim çocukluğuma
Bizi kirletmeyen tozlu yollarımıza,
Üşütmeyen sıvasız evimize,
Ninniler söylediğimiz bezden bebeklerimize.

Özlediğim çocukluğum ,
Ah! Geri gelse.
Çerçicinin tok sesi
“Çerçici geldi çerçici ! ” dese.

Başa Dön