"Bir oyun oynayalım hep beraber" dedi, dişçinin bekleme salonunda bir ses. Diş ağrısından yakınan, sıkıntılı hastalar, sesin sahibi gence dönerek, ilgiyle baktı. Birkaç kız hariç... onlar zaten uzun süredir ilgiyle bakıyordu. "En güzel ve ilginç ad yarışması yapalım. Herkes adını söylesin ve her oyuncu bir tane ama sadece bir tane ada oy verebilsin, kendi adı hariç. Ve bir kağıda yazsın bu adı kimseye göstermeden, kimsenin yazdığına bakmadan. Sonra ortaya çıkartalım kağıtları ve en çok oyu alan adın sahibi de birinci seçilsin. Ödülü de sonra oy birliğiyle belirleriz."
Başladılar oyuna. Adlar sırayla söylendi. En güzel ve ilginç adı seçmek için herkes çok özenli davrandı. Hatta bazıları not almaya gerek duydu. Bazı adlar komik bulundu. Sahibini incitmeden gülündü. Bazı adlar güzel bulundu. Sahibine hissettirmeden belirlendi. Bazı adlar vasattı, akıllarda hiç kalmadı. Bazı adlar da vasattı ama, sahibine duyulan ilgi yüzündan akıllara iyice kazındı. Sevmedikleri insanları hatırlatan adlar ne kadar güzel olursa olsun baştan elendi. Herkes kendisine iyi şeyler hatırlatan adlara ilgi duydu. Hiç duymadıkları adların arasından en ilgincini seçtiler bazıları. Oyuna cidden kendini kaptıranlar oldu. Oyunu bahane edip sohbet başlatanlar oldu. Adlarla beraber telefon numaraları da yazıldı kağıtlara. Seçilen adlar ceplere, telefon numaraları cüzdanlara kondu büyük bir özen ve gizlilikle. İlgisiz gözüken birkaç kişi de sonradan katıldılar sohbete. Hatta içeride hastasıyla meşgul sanılan dişçi bile...
Muayene odasının kapısı açıldı. Hasta, dişini tutarak, soluk bir yüzle dışarı çıktı. Bekleme salonundaki curcuna ile hiç ilgilenmeden doğruca kapıya yöneldi. Çıkıp gittiğini gören de olmadı zaten. Herkes odasının kapısındaki doktora bakıyordu. Kimse oturmuyordu. Ayakta bekleme salonu haline gelmişti bekleme salonu. Doktor ise kokteyle geç gelmiş biri gibi hissetti kendini. Ama bozuntuya vermedi. "Sıradaki hastamız kim?" dedi gülümsemeye çalışarak. Herkes birbirine baktı. Herkes bir ad söyledi ceplerine sakladıkları kağıtlara bakmadan. En çok oyu alan ad birinci seçildi. Doktorla beraber odaya girdi adın sahibi. Bu da ortaklaşa karalaştırılan ödüldü: Dişçi koltuğu için sıra beklememek..!
Sıradaki esas hastanın kim olduğunu hiçbiri merak etmedi. En güzel ve ilginç ad yarışmasında, neden içeri giren hastanınki gibi her zaman rastlanabilecek türden bir adın birinci olduğunu da kimse merak etmedi. Muayene odasının kapısı kapanınca ayakta bekleme salonu hızla boşaltıldı. İnsanlar yalnız geldikleri halde, ikili üçlü gruplar halinde ayrıldılar, sokaklara dağıldılar. Geceyi beraber geçirme planları yapmaya başladılar, bu yeni tanıştıkları güzel ve ilginç adlı insanlarla.
Boş bekleme salonunun halısının üzeri, buruşturulup atılmış bir sürü kağıtla doluydu. Güzel ve ilginç adlar yazılıydı üzerlerinde. İçeride, dişçi koltuğunda otururken hiç de rahat gözükmeyen hastanınkinden farklı adlar...